Trabzonspor - Alanyaspor: 2-0 Türkiye Kupası'nda şampiyon Trabzonspor
Giriş Tarihi: 29.07.2020 Güncelleme Tarihi: 29.07.2020
Trabzonspor Alanyaspor'u 2-0 yenerek Türkiye Kupası'nı kazandı
Ziraat Türkiye Kupası final maçında Trabzonspor ile Alanyaspor karşı karşıya geldi. Maçı 2-0 kazanan Trabzonspor 9. kez Türkiye Kupası'nda şampiyon oldu.
Ziraat Türkiye Kupası finalinde Trabzonspor, Alanyaspor'u 2-0 mağlup ederek kupayı müzesine götürdü. Fırtına'ya galibiyeti getiren goller Abdülkadir Ömür ve Sörloth'tan geldi.
İstanbul Atatürk Olimpiyat Stadı'nda oynanan karşılaşmada rakibini Abdülkadir Ömür ve Alexander Sörloth'un golleriyle 2-0 mağlup eden bordo-mavili takım, kupaya uzandı.
9. KEZ MUTLU SON!
Trabzonspor, 15. kez final oynadığı Türkiye Kupası'nda 9. kez mutlu sona ulaşma başarısı gösterdi.
Bordo-mavili takım, 1976-1977, 1977-1978, 1983-1984, 1991-1992, 1994-1995, 2002-2003, 2003-2004 ve 2009-2010 sezonlarında da kupayı kazanmıştı.
Trabzonspor, Galatasaray'ın 18 kezle en fazla şampiyonluk yaşadığı organizasyonda kupa sayısını 9'a çıkararak, en fazla kupa alan ikinci takım konumundaki Beşiktaş'ı yakaladı.
Türkiye Kupası'nda 10 yıllık hasretini sonlandıran bordo-mavili takım, iki yılı aşkın süredir görevde bulunan başkan Ahmet Ağaoğlu yönetiminde ilk kupasını elde etti.
SÜPER KUPA MAÇI MEDİPOL BAŞAKŞEHİR-TRABZONSPOR ARASINDA
Türkiye Kupası'nı kazanan Trabzonspor, TFF Süper Kupa'da Medipol Başakşehir'in rakibi oldu.
Süper Lig şampiyonu Medipol Başakşehir ile Türkiye Kupası'nın sahibi Trabzonspor arasındaki TFF Süper Kupa maçı, Türkiye Futbol Federasyonunun belirleyeceği tarihte oynanacak.
EKUBAN VE NOVAK SAKATLANDI
Trabzonsporlu futbolcular Caleb Ekuban ve Filip Novak, yaşadıkları sakatlıklar nedeniyle maça devam edemedi.
Ekuban, baldırındaki sakatlık nedeniyle 40. dakikada yerini Bilal Başacıkoğlu'na bıraktı.
Trabzonspor ceza sahasında başına aldığı darbe nedeniyle sahayı sedyeyle terk eden Novak'ın yerine ise 78. dakikada Kamil Ahmet Çörekçi oyuna dahil oldu. Filip Novak, ambulansla hastaneye götürüldü.
SÖRLOTH SEZONU 33 GOLLE KAPATTI
Karşılaşmada Trabzonspor'un ikinci golünü kaydeden Norveçli futbolcu Alexander Sörloth, sezonu 33 golle kapattı.
Süper Lig'de 24 kez ağları havalandırarak gol krallığına ulaşan Sörloth, Türkiye Kupası'ndaki gol sayısını da 7'ye çıkardı.
Norveçli futbolcu, Avrupa kupalarında ise bordo-mavili forma altında 2 kez ağları havalandırmıştı.
İstanbul Atatürk Olimpiyat Stadı'nda oynanan karşılaşmada rakibini Abdülkadir Ömür ve Alexander Sörloth'un golleriyle 2-0 mağlup eden bordo-mavili takım, kupaya uzandı.
Trabzonspor, 15. kez final oynadığı Türkiye Kupası'nda 9. kez mutlu sona ulaşma başarısı gösterdi
Bordo-mavili takım, 1976-1977, 1977-1978, 1983-1984, 1991-1992, 1994-1995, 2002-2003, 2003-2004 ve 2009-2010 sezonlarında da kupayı kazanmıştı.
MAÇTAN DAKİKALAR
58'inci Ziraat Türkiye Kupası Finali'nde Trabzonspor, Aytemiz Alanyaspor'u 2-0 mağlup ederek kupanın sahibi oldu.
Atatürk Olimpiyat Stadyumu'nda oynanan finalde bordo mavili ekibi şampiyonluğa ulaştıran goller 25'inci dakikada Abdülkadir Ömür ve 90+10'uncu dakikada Sörloth'tan geldi.
5'inci dakikada Bakasetas'ın uzak mesafeden şutu auta çıktı.
8'inci dakikada Guilherme'nin kullandığı köşe vuruşunda Campi'nin vuruşu kale direğinin yanından auta çıktı.
20'nci dakikada Juanfran'ın sol kanattan içeriye çevirdiği topta Bakasetas'ın vuruşu kaleci Uğurcan'da kaldı.
20'nci dakikada ceza sahası içinde topla buluşan Sörloth topu soluna aldı. Bu oyuncunun sert vuruşunda kaleci Marafona başarılı oldu.
25'inci dakikada Sörloth'un sol kanattan içeri yerden sert ortasında Abdulkadir Ömür topa kayarak vurdu ve takımın öne geçirdi: 1-0.
39'uncu dakikada Sörloth'un sert şutu üstten auta çıktı.
Mücadelenin ilk yarısını Trabzonspor 1-0'lık üstünlükle tamamladı.
64'üncü dakikada hızlı gelişen Trabzonspor atağında sağ çaprazdan ceza sahasına sokulan Pereira ortasını uzak direğe doğru gönderdi. Gelen topa hareketlenen Bilal Başacıkoğlu yere uzanarak kafa vuruşunu yaptı ancak top sağ kale direğinin hemen yanından dışarı çıktı.
76'ncı dakikada ceza sahası içi sağ çaprazında topu önünde bulan Onur Bulut bekletmeden sert vurdu ancak meşin yuvarlak kalenin üzerinden auta gitti.
89'uncu dakikada Sörloth'un ara pasıyla savunma arkasına sarkan Abdülkadir Ömür, kaleciyi geçti. Savunmanın baskısı altında vuruşunu yapan Abdülkadir Ömür, topu dışarı yolladı.
90+2'nci dakikada Bakasetas'ın sol kanattan kullandığı serbest vuruşta Caulker'ın kafa vuruşu yandan auta gitti.
90+6'ncı dakikada sağ kanattan ceza sahasına gelen ortada Ceyhun Gülselam topu altıpasa indirdi. Cisse'nin kafayla tamamladığı top ağlara gitti ancak gol ofsayt kararı nedeniyle geçerli sayılmadı.
90+9'uncu dakikada Fernandes sol kanattan ceza sahasına girerken vuruşunu yaptı, kaleci Uğurcan Çakır topu son anda çeldi.
90+10'uncu dakikada Sosa'nın pasıyla hızlı çıkan Sörloth, topu uzun süre sürdükten sonra ceza sahasına girdi ve kaleci Marafona'nın yanından topu ağlara göndererek skoru tayin etti: 2-0.
TRABZONSPOR, ALANYASPOR KARŞISINDA BU GOLLE ÖNE GEÇTİ | GOL ABDÜLKADİR ÖMÜR
KUPA BEYİ TRABZONSPOR
TRABZONSPOR: 2 - ALANYASPOR: 0 | ZİRAAT TÜRKİYE KUPASI FİNALİ'Nİ SÖRLOTH YAPTI
Trabzonspor, Ziraat Türkiye Kupası finalinde Alanyaspor'u 2-0 yenerek zafere ulaştı.
TRABZONSPOR 9. KEZ KAZANDI
Müsabaka, Trabzonspor'un 2-0'lık galibiyeti ile son buldu.
Trabzonspor, Türkiye Kupası finalinde Alanyaspor'u Abdülkadir Ömür ve Sörloth'un golleriyle 2-0 yenerek 10 yıl aranın ardından kupanın sahibi oldu.Ziraat Türkiye Kupası finalinde Süper Lig'in ikincisi Trabzonspor ile ligde 5. olan Alanyaspor karşı karşıya geldi. Atatürk Olimpiyat Stadı'nda oynanan mücadeleyi Trabzonspor 2-0'lık skorla kazandı ve kupayı müzesine götürdü.
Son dakika! MHP lideri Bahçeli'den Kılıçdaroğlu'na sert tepki!
Son dakika haberi: MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nu bugünkü grup konuşması nedeniyle sert bir dille eleştirdi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmasına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Bahçeli, Kılıçdaroğlu’nun bugünkü grup konuşmasının bir hezeyanname bildirisi, skandal belgesi, zillet ve hezimet beyannamesi olduğunu savundu.
Giriş Tarihi: 28.7.2020 16:41 Son Güncelleme: 28.7.2020 17:42
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Kılıçdaroğlu'nun sabıkalı ve sicili zifiri karanlık dostlarıyla ağız birliği ederek Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş ilkelerine saldırması yanlış ve yozlaşmış bir siyaset örneğidir. Bugünkü CHP'nin Gazi Mustafa Kemal Atatürk'le hiçbir bağ ve bağlantısı kalmamıştır. Artık teröristler yoldaş, bölücüler candaş, Türkiye düşmanları kandaş mertebesine gelmiştir" dedi.
Son dakika: MHP lideri Bahçeli'den Kılıçdaroğlu'na sert tepki
Kılıçdaroğlu'nun işledikleri suçları açıkça tevsik ve tescil edilmiş suçlulara sahip çıktığını aktaran Bahçeli, "Nitekim bu şahsın kırdığı ceviz kırkı aşmıştır. Kılıçdaroğlu'nun terörist Demirtaş'ı masum gösterme çabası tam bir garabet halidir. Osman Kavala'nın suçsuzluğunu iddia etmesi akıl tutulması, ahlak yoksunluğudur. Bugüne kadar her darbe dönemini müteakiben iktidar mevkiine ulaşan CHP'nin 37'inci Olağan Büyük Kongresi'nde dostlarıyla birlikte iktidar hedefi koyması yeni bir vesayet özlemi, statükodan beslenen bir siyaset köhneliğidir. Kılıçdaroğlu'nun zoru görünce dostlardan kastının geçtiğimiz hafta sonu açıkladığı telif hakkı çiğnenmiş çalıntı 13 maddelik ikinci yüzyıla çağrı bildirisine evet diyenler şeklinde izahı ise keskin bir U dönüşüdür" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun bir gününün diğer gününü tutmadığını belirten Bahçeli, şu ifadeleri kaydetti:
"Saat başı değişen, sürekli çark eden, fikri ve siyasi müktesebatı çarpık olan bu şahsın bizatihi kendisiyle tenakuza, hatta tezada düşmesi hakikaten ibretlik bir haldir. Kılıçdaroğlu'nun bütün anayasaların vesayet altında yapıldığını ileri sürmesi dikkatle üzerinde durulması, derinlemesine ele alınması gereken şuursuz bir değerlendirmedir. 1982 ile 1961 Anayasalarıyla birlikte 1921 ve 1924 Anayasalarının da vesayet altında hazırlandığını ihsas ve izhar etmiş olan Kılıçdaroğlu'nun Cumhuriyet'in kurucu kadrolarına ve Aziz Atatürk'e bu vesileyle hakareti reva görmesi maskesini iyice düşürmüştür. Kılıçdaroğlu'nun sabıkalı ve sicili zifiri karanlık dostlarıyla ağız birliği ederek Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş ilkelerine saldırması yanlış ve yozlaşmış bir siyaset örneğidir. Bugünkü CHP'nin Gazi Mustafa Kemal Atatürk'le hiçbir bağ ve bağlantısı kalmamıştır. Artık teröristler yoldaş, bölücüler candaş, Türkiye düşmanları kandaş mertebesine gelmiştir. CHP'nin iktidar yürüyüşünü ilan eden Kılıçdaroğlu suçluların telaşı içindedir.Çok partili siyaset hayatının başlamasından sonra bölük pörçük hükümet sorumluluğu üstlenen CHP'nin 1946-1996 yılları arasında toplam 4533 günlük iktidarında Türkiye için ne yaptığı, hangi projeleri kazandırdığı, bir tek dikili ağacının bulunup bulunmadığı açıklığa kavuşturulması aciliyet kesbeden bir beklentidir.Türkiye'de ne yapıldığını sistematik olarak sorgulayan, bununla da kalmayıp tutarsızca yargılayan CHP Genel Başkanı'nın asıl kendisinin ve partisinin bu zamana kadar ülkemiz için, eğer varsa hayata geçirdiği hizmet ve eserleri izah ve ifade etmesi siyasi ahlak gereğidir.Yenilenmiş CHP yönetiminin eskisinden farkı olmayacaktır.
Kaldı ki maya aynı, mizaç aynı, maksat aynıdır ve temelden bozuktur. CHP demek kriz ve kargaşa demektir. CHP demek darbelerden, cuntalardan, muhtıralardan, ara rejimlerden geçinen fırsatçılık ve siyasi kalpazanlık demektir. CHP Genel Başkanı'nın söylemleri köksüzlüğün ve kimliksizliğin numunesidir.Kendisine tavsiyemiz dostlarına fazla güvenmemesidir. Çünkü güvendiği karanlık dostları yeri geldiğinde samanı postuna dolduracaktır."
Son dakika: AK Parti sözcüsü Ömer Çelik’ten muhalefetin kutuplaştırıcı diline sert tepki 
Son dakika: Başkan Erdoğan: Milletimizin varlığını kabul edemeyenler Ayasofya bahanesi ile kin kustular
SON DAKİKA! DSÖ'den flaş coronavirüs açıklaması!
Son dakika gelişmesi... Dünya Sağlık Örgütü'nden koronavirüs hakkında endişelendiren bir açıklama yapıldı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) gribe yol açan influenza virüsleri gibi mevsimsel olmadığını, sıcak havalarda da etkisini sürdüreceğini bildirdi.
Giriş Tarihi: 28.7.2020 17:19 Son Güncelleme: 28.7.2020 17:34
Son dakika haberi... DSÖ Sözcüsü Margaret Harris, internet üzerinden düzenlediği basın toplantısında, solunum yolunu etkileyen virüslerin genelde mevsimsel olduğu ancak Kovid-19'un davranışının farklı olduğunu belirterek, "Bu, her havayı seven bir virüs ama daha çok yakın temastaki bir insandan diğerine bulaşmayı seviyor, dolayısıyla ona bu fırsatı vermememiz gerek." dedi.
En fazla vakanın görüldüğü ülkelerden ABD'nin yaz mevsiminde olduğunu, ayrıca Brezilya ve Filipinler gibi tropikal kuşaktaki ülkelerde de büyük salgın öbekleri oluştuğuna dikkati çeken Harris, "Mevsimler virüsün yayılmasını etkiyor gibi görünmüyor." ifadesini kullandı.
"YAPABİLECEĞİMİZ EN İYİ ŞEY..."
Harris, sonbaharda ikinci bir dalganın gelmesini bekleyip beklemedikleri sorusuna yanıt olarak, "Şu an birinci dalgadayız. Kısmi iniş çıkışlarla seyreden bir büyük dalga bu. Yapabileceğimiz en iyi şey salgını yatay seyirde tutup, dalganın diz boyunu aşmasını önlemek. Şu anda birinci, ikinci, üçüncü dalga gibi ifadelerin bir anlamı yok." değerlendirmesinde bulundu.
Virüsün en çok insanların toplu halde bulunduğu yerlerde yayıldığını vurgulayan Harris, "İnsanların sosyal mesafeye uymadan bir araya gelmeleri, yakın temasta bulunduklarında tedbir almamaları yayılmaya yol açıyor. Kovid-19'a karşı işe yaradığı bilinen tedbirlere uymak hayati. Bunlar, sosyal mesafeye uymak, el yıkamak, kaynağı izole etmek, iç mekanlarda gerektiğinde maske takmak ve öksürürken ağzı kapamak." dedi.
Kovid-19'un büyük bir salgın olduğunu ve tedbir alınması gerektiğini vurgulayan Harris, "Bu virüs farklı davranıyor, biz onu öğrendikçe o da bizi öğreniyor, ihtiyatlı olmalıyız." ifadesini kullandı.
Çin'de ortaya çıkan Kovid-19, 200'den fazla ülke ve bölgeye yayılarak salgına dönüştü. Dünya genelinde vaka sayısı 16 milyon 650 bini aşarken, 656 binden fazla kişi hayatını kaybetti.
Son dakika haberi: Şiar Kılıç'ın ölümü ile ilgili düğüm Müge Anlı'da çözülüyor! Şiar Kılıç'ı annesi Gülüzar Amanet ve Hami Kıcı mı öldürdü?
Müge Anlı ile Tatlı Sert programında gündeme gelen Şiar Kılıç'ın ölümü ile ilgili şoke eden detaylar ortaya çıkmaya devam ediyor. Şiar Kılıç'ı öldürdüğü iddia edilen annesi Gülüzar Amanet ve sevgilisi Hami Kıcı ile ilgili programa telefon yağıyor. Eski mahalledeki komşuları sık sık Şiar'ın darp edildiğini iddia ederken, Gülüzar Amanet ve Hami Kıcı iddiaları şiddetle reddediyor. Ancak birçok farklı mahalledeki kişilerin benzer ifadeleri okları iki isme çeviriyor. Bugün de Müge Anlı'ya bağlanan kişiler çok çarpıcı iddialarda bulundu. Programa görüntülü olarak bağlanan yaşlı kadın, Gülüzar Amanet ve Hami Kıcı'nın kendisini alıkoyduğunu söyledi. Yaşlı kadın, Hami Kıcı tarafından darp edildiğini ve bileziğinin de elinden zorla alındığını söyledi. Kıcı ve Amanet iddiaları yalanladı, bileziğin zorla alınmadığını söyledi. Amanet'in cebinden çıkartıp geri vermeyi teklif ettiği bilezik ise sahte çıktı. İşte tüm gelişmeler...
Giriş Tarihi: 28.7.2020 13:04Son Güncelleme: 28.7.2020 13:04
Son dakika haberi: ATV ekranlarında yayınlanan Müge Anlı ile Tatlı Sert programında gündeme getirilen Şiar Kılıç'ın ölümü ile ilgili her geçen gün yeni detaylar ortaya çıkıyor. 9 yaşındaki Şiar Kılıç'ın çıkan yangında hayatını kaybettiği iddia edilirken, olayda cinayet şüphesi giderek artıyor. Programa katılarak görüş bildiren görgü tanıklarının ifadeleri ile olay çok daha kapsamlı bir hal alırken, bugün yepyeni iddialar ortaya atıldı. Ayrıca programda Şiar Kılıç'ı ölümü ile suçlanan anne Gülüzar Amanet ve Hami Kıcı'nın, üzerinden çıkan bilezik sahte çıktı. Canlı yayında mihenk taşı ile yapılan denemeler ile bileziğin sahte olduğu ispat edildi.
ÖLDÜ SÜSÜ MÜ VERİLDİ?
Müge Anlı ile Tatlı Sert programında gündeme gelen Şiar Kılıç'ın ölümü ile ilgili düğüm yavaş yavaş çözülüyor. Her gün izleyicileri hayrete düşüren gelişmeler yaşanırken, canlı yayına birçok görgü tanığı bağlanıyor. Şiar Kılıç'ın darp edildiğini iddia eden birçok kişiyi iddiaların odağındaki anne Gülüzar Amanet ve sevgilisi Hami Kıcı kendini savunarak reddediyor. Akılalmaz detayların ortaya çıktığı programda bugün de çok çarpıcı gelişmeler yaşandı.
"BENİM GİTMEME İZİN VERMEDİLER, BİLEZİĞİMİ ZORLA ALDILAR"
Hami Kıcı ve Gülüzar Amanet'in kendisini zorla evlerinde tuttuğunu belirten yaşlı kadın, memleketi Samsun'daki evine dönmek istediğini söyledi. Canlı yayına görüntülü olarak bağlanan yaşlı kadın, Hami Kıcı'nın kendisini darp ettiğini, arabasını kirlettiği gerekçesiyle kolundaki bileziği aldığını söyledi. Yaşlı kadın, "Arabasını kirlettiğim için bileziğimi aldı. Koltuğu kirlettin, bunu satıp onu temizleteceğim dedi. Sonra bileziğimi Gülüzar'ın koluna göre yaptırdı" diye konuştu.
BİLEZİK GÜLÜZAR AMANET'İN CEBİNDEN ÇIKTI
Canlı yayında iddialara karşı direnmeyi sürdüren Gülüzar Amanet ve Hami Kıcı, bileziği yaşlı kadın için sakladıklarını söyledi. Kıcı, bileziğini satmadıklarını, hemen verebileceklerini söylerken, Gülüzar Amanet, o bilezik olduğu iddiası ile cebinden bir bilezik çıkardı.
MÜGE ANLI'DAN HAMİ KICI'YA SERT SÖZLER
Tarafların sürekli birbirlerini yalanlaması ile zaman zaman çileden çıkan Müge Anlı, iddiaların göbeğindeki Hami Kıcı'ya patladı. Anlı, "Erkek adamın kadınların bileziği ile ne işi olur? Bu kadın senin karın bile değil, sevgilin. Senin bunun teyzesinin bileziği ile falan ne işin var? Erkek adam sabah işine gider, akşam evine döner, sabah işine gider. Bu işlerle uğraşmaz" dedi.
BİLEZİK SAHTE ÇIKTI
Müge Anlı ve diğerlerinin bilezik ile ilgili şüpheleri sonrası harekete geçildi. Anlı, stüdyoya bir kuyumcu getirdi. Kuyumcu el yordamı ile incelediği bileziğin sahte olduğunu söyledi. Ancak yine de emin olmak ve kesin bir şey söylemek istedi ve mihenk taşını stüdyoya getirdi. Yapılan incelemede bileziğin kesin suretle sahte olduğu ortaya çıktı.
YAŞLI KADIN DARP EDİLDİĞİNİ SÖYLEDİ, HAMİ REDDETTİ
Gülüzar Amanet ve Hami Kıcı üzerinde şüpheler giderek artarken, canlı yayına bağlanan yaşlı kadın, "Benim boğazımı sıktı, böğrüme vurdu" dedi. Hami Kıcı ve Gülüzar Amanet bu iddiaları reddetti. Kadın bileziğini alarak Samsun'daki köyüne dönmek istediğini ve bu konuda yardıma muhtaç olduğunu ifade etti.
MÜGE ANLI'DAN HAMİ'YE: ÖFKE KONTROLÜN OLMAYABİLİR...
Müge Anlı, önce Şiar'ın darp edildiği, daha sonra ise yaşlı kadının dayak yediği iddiaları üzerine Hami Kıcı'ya, "Senin öfke kontrolün olmayabilir mi? Bazı insanlar böyledir Hami. Sen sakin görünüyorsun, ama böyle olabilir misin? Ben böyle insanlardan çok korkarım" ifadelerini kullandı.
Hami Kıcı bu sözleri de reddetti. Ancak kısa süre sonra stüdyoda taraflar arasında tartışma çıkınca Gülüzar Amanet çıldırdı ve stüdyoyu çığlıklar ile terk etti. Bu gelişme üzerine 'Öfke kontrolü olmaması' ihtimali güçlendi.
"ŞİAR'I YANGINDAN ÖNCEKİ GÜN YEMEKTE GÖRMEDİM"
Hami Kıcı ile sık sık görüşen arkadaşı Uğur Biryan telefonla canlı yayına bağlandı. Biryan, Şiar Kılıç'ın öldüğü iddia edilen yangından önceki gün birlikte yemek yediklerini söyledi. Biryan, "İftardan bir saat sonra hamilere çay için gittim. Yangından önce evdeki yemekte Şiar'ı masada görmedim." dedi. Biryan, Kıcı'nın Şiar'ı darp ettiğini ise hiç görmediğini söyledi.
SAVCI VE POLİSLER İNCELEME YAPTI
Müge Anlı canlı yayında savcı ve polislerin evde inceleme yaptığını duyurdu. Anlı, muhabire altının sahte çıktığı bilgisini de paylaşmasını istediğini söyledi. Şiar Kılıç'ın ölümü ile ilgili sır perdesi yavaş yavaş aralanmaya başladı...
Ermenistan'a gözdağı! Türk askeri Azerbaycan'da
Azerbaycan Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, Azerbaycan ve Türkiye arasındaki askeri işbirliği anlaşmasına göre, yıllık plana uygun olarak Azerbaycan'da kara kuvvetleri ve hava kuvvetlerinin katılımıyla geniş kapsamlı askeri tatbikatlar yapılacak. Ortak tatbikatta, iki ülkenin askerleri, zırhlı araçları, topçu birlikleri, askeri uçakları ve hava savunması sistemleri yer alacak. Tatbikatlar 1-5 Ağustos'ta kara birliklerinin katılımıyla Bakü ve Nahçivan'da, 29 Temmuz-10 Ağustos tarihleri arasında ise askeri uçakların katılımıyla Bakü, Nahçivan, Gence, Kürdemir ve Yevlah şehirlerinde düzenlenecek.
Giriş Tarihi: 28.7.2020 13:22Son Güncelleme: 28.7.2020 13:38
Türkiye ve Azerbaycan'ın geniş kapsamlı ortak askeri tatbikatına katılacak Türk askerlerinden bir kısmı Bakü'ye geldi.
Türk Hava Kuvvetlerine ait uçakla Bakü'ye gelen Türk askerleri törenle karşılandı. Törenin ardından askerler Bakü'deki askeri birliklere yerleştirildi.
Bakü ve Nahçıvan'da 1-5 Ağustos'ta yapılacak tatbikatta çeşitli emirler icra edilecek, zırhlı araçlar, top ve havanlardan temsili düşman hedeflerine atışlar yapılacak.
İki ülkenin hava kuvvetleri de 29 Temmuz'da tatbikata başlayacak. Türk ve Azerbaycan savaş uçaklarının yer alacağı tatbikat Bakü, Nahçıvan, Gence, Kürdemir ve Yevlah'ta sürdürülecek ve 10 Ağustos'ta sona erecek.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hikmet Hacıyev, Ermenistan'ın geçen hafta gerçekleştirdiği saldırının altında yatan nedenin Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi (TANAP), Demir İpek Yolu Hattı projeleri olduğunu ifade etti. Hacıyev, yarın Bakü'de, Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri ile Türk Silahlı Kuvvetleri ortaklığında gerçekleştirilecek askeri tatbikatın önemine vurgu yaparak "Düşman hedefleri nasıl etkisiz hale getiriliyor, bu tatbikatta anlayacağız" dedi.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hikmet Hacıyev, Ermenistan'ın geçen hafta gerçekleştirdiği saldırının altında yatan nedenin Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi (TANAP), Demir İpek Yolu Hattı projeleri olduğunu ifade etti. Hacıyev, yarın Bakü'de, Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri ile Türk Silahlı Kuvvetleri ortaklığında gerçekleştirilecek askeri tatbikatın önemine vurgu yaparak "Düşman hedefleri nasıl etkisiz hale getiriliyor, bu tatbikatta anlayacağız" dedi.
12 Temmuz'da Azerbaycan sınırına yakın Tovuz köyüne, Ermenistan tarafından provokatif bir saldırı düzenlendiğini hatırlatan Hacıyev sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu Ermenistan tarafından her zaman yapılan ve daha önceden planlanmış bir provokasyondur. Ermenistan saldırısının iki nedeni var. Birincisi, Azerbaycan devletine ait ve günümüzde Ermenistan işgali altında bulunan Karabağ konusunda diretmek. İkincisi de Ermenistan bölgede yeni bir tartışma konusu oluşturuyor. Bununla beraber Ermenistan, Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü üye ülkeleri tarafından destek görmek istiyor. Bir başka boyut ise Ermenistan, TANAP ve Bakü-Tiflis-Kars güzergahında bulunan Demir İpek Yolu projelere karşı tehdit oluşturma isteme çabasıdır.
Türkiye-Azerbaycan'ın başlattığı TANAP projesi Ermenistan'a 33 km uzaklıktadır. Ermenistan'ın bölgedeki saldırılarını arttırma çabalarının amacı bölge için önem teşkil eden TANAP projesine karşı oluşturulan çirkin bir maksattan başka bir şey değildir. Ancak Ermenistan, tüm bu çirkin emellerine karşı başarılı olamadı. Azerbaycan bölgede barış ve istikrar isteyen bir ülke. Bizim anlayışımızda gerginlik ve problem yaratma çabası yoktur. Ermenistan emellerine ulaşamadı. Bunu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Sınırda Ermenistan tarafından düzenlenen saldırıda şehitlerimize Allah'tan rahmet dilerim. Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri, maceraperest Ermenistan'a çok iyi bir şekilde cevap vermiştir.
Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki yaşanan münakaşa bölgesel tehdit oluşturmaya devam ediyor. Bölgede yer alan ülke olarak, diyoruz ki Ermenistan'ın bu saldırgan tavırlarına karşı bölgedeki diğer ülkeler de zamanında müdahale etsin ki, bölgesel barış sağlansın. Rusya'nın endişesini anlıyoruz ancak, Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü üye ülkeleri Ermenistan'ın saldırgan tutumuna yönelik seslerini çıkarmasını diliyoruz. Bu endişeyi kardeş Türkiye de taşıyor. Bizler kardeş Türkiye'nin Azerbaycan devletinin yanında olduğuna bir kez daha şahit olduk. Bu vesileye ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, Türkiye Dışişleri Bakanı'na, Türk ordusuna ve Türk halkına bir kez daha teşekkürlerimizi sunuyoruz. Her konuda olduğu gibi bu konuda da Türkiye ile bir millet iki devlet olduk. Bölgede bu tip hadiseler, bölge güvenliğini sarsmaktadır. Bu konuda Ermenistan'a büyük sorumluluk düşmektedir."
"TÜRKİYE BÖLGESEL VE KÜRESEL ÖLÇEKTE GÜVEN VE BARIŞIN SİGORTASIDIR"
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Hacıyev, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de günden güne gelişen etkisiyle ilgili olarak yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
"Türkiye artık birçok konuda küresel güç haline gelen aktif bir ülkedir. Türkiye aynı zamanda birçok bölgede sulh sağlayan büyük bir devlettir. Türkiye'nin her alanda elde ettiği başarı Azerbaycan'ı gururlandırmaktadır. Aynı zamanda sevindirmektedir. Türkiye bölgesel ve küresel ölçekte güven ve barışın sigortasıdır. Güçlü Türkiye'nin güttüğü siyasi ve askeri politika sayesinde terör örgütü DEAŞ gibi terör unsurları ağır bir darbe almıştır. Türkiye Balkanlar'da, Türkiye Kafkaslar'da, Türkiye Avrupa'da… Türkiye gerçekten birçok bölgede barış ve istikrarın sağlanması için ciddi şekilde mücadele vermektedir."
"TATBİKAT DÜŞMANLARA GÜÇLÜ BİR MESAJ VERMEKTEDİR"
Azerbaycan ve Türk askerlerinin katılımıyla yarın Azerbaycan'da gerçekleştirilecek geniş kapsamlı ortak askeri tatbikata ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Hacıyev, "Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri'nin kurulmasında kardeş Türkiye'nin büyük rolü olmuştur. İki ülkenin askeri işbirliği bölgedeki barışa hizmet etmektedir. Bu askeri tatbikatlar Türkiye-Azerbaycan ortaklığının gücünü ve iki ülkenin beraberliğini göstermektedir. Birinci Dünya Savaşı'ndan yorgun çıkan Türkiye devleti buna rağmen Azerbaycan'a askeri destek gönderdi. Bunu asla unutamayız. İşte bu eminim ortak düşmanlarımıza verilen en kuvvetli mesajdır. Ermenistan'ın aklıselim davranmaya ihtiyacı var. Ermenistan'ın şuan ki yürüttüğü siyaset, Ermenistan'ı ve halkını uçuruma sürüklemektedir. Ermenistan bu şekilde gidemez. Ermenistan'ın Türkiye üzerinde hain emelleri bulunmaktadır. Yine aynı şekilde Azerbaycan topraklarına karşı da işgal çabaları var. Bu kabul edilemez. Ermenistan komşu ülkeleriyle insan gibi yaşamayı başarmalıdır. Tatbikat düşmanlara güçlü bir mesaj vermektedir. Tatbikat en iyi şekilde gerçekleşecek. Düşman hedeflerinin nasıl vurulduğunu bu tatbikattan anlayacağız. İki ülke ordusunun yardımlaşma örneğinin sergilendiği güçlü bir tatbikat olacak" diye konuştu.
"TANAP'IN DEVAMI OLAN TAP PROJESİ 3-4 AY SONRA TAMAMLANACAK"
Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi (TANAP) ile ilgili açıklamalarda bulunan Hacıyev, açıklamalarını şu sözlerle sürdürdü:
"TANAP projesi gerçek anlamda Avrupa'daki güç dengelerini değiştirebilecek bir projedir. Biz buna Bakü-Tiflis-Ceyhan hattı ile başladık. Bu projenin başarısına da kimse inanmıyordu. Ancak öyle olmadı. Bu projede olduğu gibi TANAP projesine de inanmayan kişiler vardı. 'Olmayacak, yapamayacaklar' dediler. Ancak TANAP projesi artık hayata geçti. Biz bunu başardık. Geçtiğimiz Kasım ayında Cumhurbaşkanımızın talimatıyla Türkiye'ye gittik. Açılışını gerçekleştirdik. Proje iki Cumhurbaşkanı tarafından törenle hizmete girdi. Şimdi ise biz, TANAP'ın devamı olan Trans-Adriyatik Boru Hattı (TAP) projesi çalışmalarına devam ediyoruz. TAP projesi 3-4 ay içinde tamamen açılarak, hizmet vermeye başlayacak. Ermenistan'ın saldırgan tutumları bu yüzdendir. Onlarda bu tür projelere kıskançlık duygusu söz konusudur. İstediklerini yapsınlar, Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri tarafından güçlü bir şekilde cevaplarını aldılar. TANAP'ta vanalar akıyor. Bu proje aynı zamanda Türkiye'nin gaz piyasasındaki gücünü de arttırmaktadır. Enerji güvenliği önemlidir. Türkiye bu konuda bize güvenmektedir. Bu proje hem Türkiye hem Azerbaycan menfaatine hizmet eden bir projedir."
"AYASOFYA'NIN İBADETE AÇILMASINDAN SON DERECE MEMNUNUZ"
Ayasofya'nın 86 yıl sonra ibadete açılmasıyla ilgili de değerlendirmelerde bulunan Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hacıyev, "Ayasofya kararı Türkiye'nin iç meselesidir. Türkiye nasıl karar vermek istiyorsa o şekilde karar alır. Türkiye'nin aldığı karara saygı duyulmalıdır. Azerbaycan Türkiye'yi çok seviyor. Orada sevindirici her hadise Azerbaycan halkını da sevindirir. Azerbaycan'daki mümin insanlar da Ayasofya'nın cami olarak hizmete girmesinden son derece memnun olmuştur. Karar Kurban Bayramı öncesi bizlere ikinci bayramı yaşatmıştır. Bu vesile ile kardeş Türkiye halkının Kurban Bayramını kutlarım. Türkiye ziyaretinde de Ayasofya'yı ziyaret etmezsek olmaz"
Son dakika: Başkan Erdoğan: Milletimizin varlığını kabul edemeyenler Ayasofya bahanesi ile kin kustular
Başkan Recep Tayyip Erdoğan dünyada inanç turizmi için önemli bi yere sahip olan Sümele Manastırı ve Ayasofya Cami'nin bugün gerçekleşecek olan açılış törenine canlı bağlanarak açıklamalarda bulundu. Başkan Erdoğan: "Dünya mirasının en önemli eserlerini barındıran Anadolumuzun bu iki güzelliğinin yeniden insanlığın hizmetine sunulmasında emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. O yamaçlarda nasıl çalıştıklarını gördünüz. Sümela Manastırı ülkemizin tanıtımının önemli eserlerindendir. Yaklaşık 1600 yıllık mazisi olan Sümela Manastırı, korunarak bugünlere gelmiştir." dedi
Giriş Tarihi: 28.7.2020 16:36Son Güncelleme: 28.7.2020 17:13
Başkan Recep tayyip Erdoğan bugün Sümela Manastırı ve Ayasofya Cami'nin restorasyon çalışmaları sonrası yapılacak olan açılış töreninde önemli açıklamalarda bulundu.
Başkan Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları;
Özellikle fındık şehrinde, dün kabine toplantımız sırasında kararını aldık. Ben de fiyatları açıkladım, hayırlı olsun.
Aziz milletim, değerli Trabzonlular... Sizleri selamlıyorum.
Dünya mirasının en önemli eserlerini barındıran Anadolumuzun bu iki güzelliğinin yeniden insanlığın hizmetine sunulmasında emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.
Son dakika: Cumhurbaşkanı Erdoğan "Ülkemizin her değeri gibi bu değere de biz sahip çıktık"
O yamaçlarda nasıl çalıştıklarını gördünüz. Sümela Manastırı ülkemizin tanıtımının önemli eserlerindendir.
Yaklaşık 1600 yıllık mazisi olan Sümela Manastırı, korunarak bugünlere gelmiştir.
19. yüzyılda en parlak dönemini yaşamış, Rus işgalinin ardından boşaltılarak mahsur kalmıştır.
Bu güzel yapıdaki eserlerin bir kısmı 1930'lu yıllarda Yunanistan'a götürülmüştür.
Ülkemizin her değeri gibi bu değere de biz sahip çıktık. Bu güzel eseri yeniden Dünya Kültür Mirası'na kazandırmak için uzun yıllardır çalışmalar yürütüyoruz.
Kayalara oyulmuş bir dizi yapından oluşan Sümela Manastırı'nda bölgeye halim olan tüm medeniyetlerin izlerini görmek mümkündür.
"DİNLERİN SEMBOLLERİNİ HEDEF ALAN BİR MİLLET OLSAYDIK BU MANASTIRIN YERİNDE YELLER ESERDİ"
Bu çalışmayı ülkemizi eleştirenlerin dikkatine sunuyoruz.
Eğer biz iddia edildiği gibi diğer dinlerin sembollerini hedef alan bir millet olsaydık bu manastırın yerinde yeller eserdi.
Aynı durum Anadolu'daki diğer benzer eserler için de geçerlidir.biz hep ihyanın yaşatmanın peşinde koştuk.
Balkanlarda bir asır önce 300 camiyle bıraktığımız bir şehirde bugün sadece 1 cami kaldı.
Ayasofya'yı yeniden ibadete açmamız rahatsızlık sebebi olmamalıdır. Tam tersine teşekkürü hak ettiğimize inanıyoruz.
"AYASOFYA'NIN AÇILIŞI BİR TURNUSOL KAĞIDI İŞLEVİ GÖRMÜŞTÜR"
Bugün hizmete açacağımız Ortahisar Ayasofya camii için de aynı durum geçerlidir. Yaklaşık 750 yıllık geçmişi olan bu eser, ecdadın elinde daha da güzelleşerek günümüze ulaşmıştır.
Ayasofya'nın açılışı bir turnusol kağıdı işlevi görmüştür.
Milletimizin Anadolu'daki bin yıllık varlığını kabullenmeyenler bir kez daha kinlerini kustu.
Milletimizin değerlerine husumet duyanlar Ayasofya üzerinden gerçek niyetlerini ortaya koydu. Bu kesimlerin Ortahisar Ayasofya cami için de diyecekleri bellidir.
"NE YAPARLARSA YAPSINLAR ARTIK YOLUN SONU GÖRÜNÜYOR"
Maalesef sürekli bela altı vurarak kazanım elde etmeye alışmış olanlar içeride ve dışarıda aynı sinsilikle yola devam ediyorlar.
İnsanlara iftira atarak milletin değerlerine olan düşmanlıkları gizlemeye çalışıyorlar.
Ama ne yaparlarsa yapsınlar artık yolun sonu görünüyor.
Mağdurların ve mazlumların feryadı arşı kaplamışken artık kimse hakikatin üzerine içi boş kavramlarla kapatamaz.
Ama ne yaparlarsa yapsınlar artık yolun sonu görünüyor.
Hangi alanda ne tür bir mücadele gerekiyorsa onu vermekten en küçük tereddüdümüz olmaz.
Hep dediğimiz gibi başaramayacaksınız bu ülkeye diz çöktüremeyeceksiniz bu milleti, teslim alamayacaksınız şehit kanlarıyla yoğurulmuş bu vatanın tek karış toprağını bile karanlık emellerinizle kirletemeyeceksiniz.
Çünkü artık karşınızda eski zayıf ve ürkek ülke değil büyük ve güçlü Türkiye hedefi yolunda sın ferdine kadar canı dahil tüm varlığını ortaya koyarak yürüyen bir devlet var.
Bu senen Ortodoks vatandaşlarımızın 15 ağustosta Sümela Manastırı'nda restorasyon döneminde ara verilmiş olan Meryem Ana ayinin gerçekleştirebileceklerini söylemek istiyorum."
Son dakika haberi: YKS'den 30 dakika erken çıkarılmışlardı! ÖSYM incelemesini tamamladı
Son dakika haberi: ÖSYM, Küçükçekmece'deki Eşref Bitlis Anadolu Lisesi'nde 12 öğrencinin sınavdan 30 dakika erken çıkarıldığı iddiasıyla ilgili incelemesini tamamladı. Gözetmenin, mağdur öğrenciler soruları çözmeye devam ederken kalemlerini bıraktırıp salondan çıkardığını kabul ettiği öğrenildi. ÖSYM yetkilileri 12 öğrencinin mağduriyetlerinin giderildiğini bildirdi.
Giriş Tarihi: 28.7.2020 18:27Son Güncelleme: 28.7.2020 19:05
Son dakika haberi.. ÖSYM, Küçükçekmece'deki Eşref Bitlis Anadolu Lisesi'nde 12 öğrencinin, sınavdan 30 dakika erken çıkarıldığı iddiasıyla ilgili inceleme başlatmış, adayların şikayet dilekçeleri ve tutanakları incelenerek değerlendirmeye alınmıştı.
12 ÖĞRENCİNİN MAĞDURİYETLERİ GİDERİLDİ
Basına da yansıyan olayda YKS'nin ilk bölümü olan TYT'ye "345716004" numaralı sınav salonunda giren 12 öğrenci, durumu fark ederek tutanakla ÖSYM'ye bildirdi. Sınav gözetmeninin bu yıla özel 135 dakika yerine sınava 30 dakika ek süre verilerek 165 dakikaya çıkarıldığını bilmediği iddia edildi. Mağdur öğrencilerin soruları çözmeye devam ederken kalemlerini bıraktırıp salondan çıkarıldıklarını, 30 dakika erken çıkarıldıklarının da kabul edildiğini ifade ettiği öğrenildi. DHA'nın ÖSYM yetkililerinden aldığı bilgiye göre, gerekli incelemeler yapılarak ÖSYM yönetim kurulunun kararı ile ilgili adayların sınavları durumlarına en uygun bilimsel yöntemler kullanılarak değerlendirildi. Yapılan inceleme sonucu 12 öğrencinin mağduriyetlerinin giderildiği öğrenildi.
Haberler Gündem Haberleri Prof. Dr. Yıldız: Kayseri'de günlük 5'e düşen vaka sayısı 100'ü geçti
Prof. Dr. Yıldız: Kayseri'de günlük 5'e düşen vaka sayısı 100'ü geçti
Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Dalı Başkanı Prof. Dr. Orhan Yıldız, "Kayseri'de günlük 5'e kadar düşen vaka sayısı şimdi 100'ü geçti. Bu durum ikinci pikin kapıda olduğunu gösteriyor" dedi.
Giriş Tarihi: 28.7.2020 09:20 Son Güncelleme: 28.7.2020 09:21
ERÜ Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Dalı Başkanı Prof. Dr. Orhan Yıldız, koronavirüs vakalarında yaşanan artışa dikkat çekti. DHA'ya açıklama yapan Prof. Dr. Yıldız, pik olma ihtimaline değinerek, "İlk pik döneminin yaşandığı Nisan ayını hatırlayacak olursak o dönemde biz büyük bir endişe taşıyorduk.
Vaka sayıları artacak, hastane kapasiteleri zorlanacak, yoğun bakımlar dolacak endişesi ile ciddi bir tehdit ile karşı karşıya olduğumuzu söylüyorduk. Bu dönem Mayıs ayında azaldı. Kayseri'deki günlük vaka sayıları 5'e kadar inmişti. Bu durum gereksiz bir rahatlamaya neden oldu. Tedbirlerin azaltılmaması gerektiğini vurgulamamıza rağmen tedbirler gevşetildi. Yaz aylarının da getirdiği rehavetle Kayseri'de günlük 5 olan vaka sayısı şimdi 100'ü geçti. Bu durum ikinci pikin kapıda olduğunu gösteriyor. Tekrar sil baştan olaya yeniden başlayacağımızı gösteriyor. Bizim arzu ve isteğimiz hastalık nedeniyle kapasitelerin zorlanmamasıdır. Büyük bir tehdit karşımızda duruyor" diye konuştu.
'KURBAN BAYRAMI SIKINTILI GEÇECEK'
Kurban Bayramı'nda kurallara uyulmaması durumunda vaka sayısında çok ciddi artışın olabileceğini ifade edene Prof. Dr. Yıldız, "Kurban Bayramı, Ramazan Bayramı'na oranla çok sıkıntılı geçecek görünüyor; çünkü kurban kesiminde insanların çok fazla önlem almayacağını söylemek şimdiden mümkün. Ne maske, ne sosyal mesafe, ne de hijyen kurallarına uyulmayacağını düşünüyorum. Kurban kesim alanlarının çok sıkı şekilde kontrol edilmesi gerekiyor. Kapalı kurban kesim alanlarında insan yoğunluğu azaltılmalıdır. Kurban kesimlerinde randevu zamanı uzun tutulmalıdır. Herkesin kesilen kurbanın başında toplanması büyük hata olur. Kurallara riayet edilmez ise Kurban Bayramı'ndan 14 gün sonra çok ciddi hasta sayıları ile karşılaşabiliriz" ifadelerini kullandı.
Deprem uzmanından korkutan uyarı: "Marmara'da stres arttı"
Yalova Jeoloji Mühendisleri Odası İl Temsilcisi, Jeoloji Yüksek Mühendisi Osman Kendir Yalova'nın yerel yöneticilerini uyararak, "Marmara'da stres arttı. Yalova ve civarı, gerilmiş bir yayın üzerinde duruyor. Yalova'nın deprem master planı acilen yapılmalıdır" dedi.
Giriş Tarihi: 27.7.2020 10:13 Son Güncelleme: 27.7.2020 10:24
17 Ağustos Marmara Depremi'nde ağır kayıplar veren Yalova, beklenen İstanbul Depremi'nden de ciddi şekilde etkilenecek. Buna yönelik çalışmaların aciliyet kazandığı günümüzde çarpıcı bir uyarı da Yalova Jeoloji Mühendisleri Odası İl Temsilcisi, Jeoloji Yüksek Mühendisi Osman Kendir'den geldi. Kendir, Kuzey Anadolu fay bölgesinde artan strese dikkat çekerek ilde acilen bir deprem master planı hazırlanmasının önemine vurgu yaptı. Kendir açıklamasında, "Yalova, mekvii itibarı ile Kuzey Anadolu fay zonu (KAFZ) üzerinde ve tarih boyunca 100-250-500 yıllık periyotlar ile büyüklüğü Mw:7-7,5 ararsında değişen depremlerin oluştuğu bir alanda yer almaktadır. Bölgemizde özellikle, Marmara Bölgesi'nin batısında 17 Ağustos Gölcük ve 12 Kasım Düzce depremleri (1999) sonrasında stres daha da artmıştır. Tarihî deprem kayıtlarına göre de, muhtemel depremin oluş zamanı öne çekilmiştir. Misal vermek gerekirse, Yalova ve civarı, gerilmiş bir yayın üzerinde durmaktadır ve bu yay kopma noktasındadır" dedi.
Öncelikli riskli alanların belirlenmesi ve yol haritasının çizilmesinin önemine işaret eden Yalova Jeoloji Mühendisleri Odası İl Temsilcisi, Jeoloji Yüksek Mühendisi Osman Kendir, "Anlaşılacağı üzere, aktif fay hatları ve etkin deprem bölgesi üzerinde yaşamaktayız. Yalova'nın yaklaşan deprem ve depremlerde (öncesi ve sonrasında) nasıl etkileneceği, neler yapılması gerektiği detaylı olarak incelenmeli ve bu yönde acilen planlama yapılması gerekmektedir. Marmara depremi sonrasında deprem yönetmelikleri defalarca yenilenmiş, kentsel dönüşüm yasaları ile şehirlerin dönüşümü hedeflenmiştir. Ancak bu yasa ve kanunlar çerçevesinde riskli alanlarımız, önceliklerimizin belirlenmesi ve bir yol haritasının oluşturulması gerekliliği ortada durmaktadır. Yol haritamızın belirlenmesi ve belirsizliklerin ortadan kaldırılması, ancak ve ancak Deprem Master Planlarının yapılması ile mümkün olabilecektir" dedi.
SORUMLULUK ALINMALI
Bu kapsamda yerel yönetimleri sorumluluk almaya davet eden Kendir açıklamasında şu sözlere yer verdi: "Deprem master planlarında mevcut yapı stokunun incelenmesi, durumlarının değerlendirilmesi, imar uygulamaları, hukukî boyutları, malî kaynak çalışmaları, eğitim ve sosyal faaliyetler ile afet ve risk yönetimin temel ilke ve esaslarının belirlenmesi amaçlanmaktadır. Master planlarının, ülkemizde İstanbul ve İzmir'de örnekleri mevcut olup, bu planların birden fazla Üniversitenin bir arada çalışması ile Büyükşehir Belediyesi, ilçe belediyeleri, valilik, kurumlar, teşebbüsler ve sivil toplum kuruluşlarının iştirakiyle ve koordinasyonu ile sağlandığı görülmektedir. İstanbul Deprem Master Planı (İDMP) tarafından; kurum ve kuruluşlar arasındaki sorumlulukları, kararları ve yönetimleri belirleyen hususlar, sosyal mukavele olarak tanımlanmaktadır".
İletişim Başkanı Altun paylaştı! Ayasofya'nın açılışı üzerine vatandaştan CİMER'e teşekkür yağdı
Geçtiğimiz cuma günü Başkan Erdoğan'ın da katılımıyla cuma namazıyla birlikte Ayasofya'nın yeniden cami olarak ibadete açılmasının ardından, binlerce vatandaş CİMER'i mesaj yağmuruna tuttu. Konuyla ilgili açıklama yapan İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Sevinç ve gurur dolu binlerce mesaj için necip Milletimize teşekkür ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Giriş Tarihi: 28.7.2020 18:35Son Güncelleme: 28.7.2020 18:37
İletişim Başkanı Fahrettin Altun sosyal medya hesabından açıklamalarda bulundu. Ayasofya Camii'nin açılması sonrası CİMER'in mesaj yağmuruna tutulduğunu belirtti.
Altun açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Vatandaşlarımız, Ayasofya-i Kebîr Câmi-i Şerîfi'nin yeniden ibadete açılması nedeniyle CİMER'i mesaj yağmuruna tuttu. Sevinç ve gurur dolu binlerce mesaj için necip Milletimize teşekkür ediyoruz.
İŞTE O MESAJLAR
Son dakika: AK Parti sözcüsü Ömer Çelik’ten muhalefetin kutuplaştırıcı diline sert tepki
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik A Haber'de önemli açıklamalarda bulundu. Ömer Çelik yaptığı açıklamasında; Ayasofya Camii'nin ibadete açılmasının ardından Atatürk üzeriden yürütülen algı operasyonuna tepki gösterdi. Çelik, "Ayasofya'yı rejim tartışmasına dönüştürmek provokasyondur. Atatürk'ü kendilerine kalkan yapanlar onu istismar ediyor." dedi.
Giriş Tarihi: 28.7.2020 16:17Son Güncelleme: 28.7.2020 16:57
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik A Haber'de önemli açıklamalarda bulundu.Ömer Çelik yaptığı açıklamasında; Ayasofya Camii'nin ibadete açılmasının ardından Atatürk üzeriden yürütülen algı operasyonuna tepki gösterdi.
Son Dakika: AK Parti sözcüsü Ömer Çelik'ten muhalefetin kutuplaştırıcı diline sert tepki
Çelik'in açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu şekilde:
Ayasofya'nın açılışıyla birlikte milletimizin on yıllar süren özlemi giderilmiş oldu. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bunu milletin kendisine verdiği yetkiye, Anayasa'nın tanıdığı yetkiyle egemenlik haklarının bir gereği olarak bu kararı aldı. Bu kararı alma süreci başladığı andan itibaren maalesef birileri çıkıp "Atatürk zamanında karar başka türlü alınmıştı, şimdi başka türlü alınıyor" diye Türkiye'nin kurucu Cumhurbaşkanının aldığı kararla şimdiki Cumhurbaşkanımızın aldığı karar arasındaki farka gönderme yaparak bir rejim tartışması kışkırtmaya başladı. Hatta bahsettim bir yayında bir uluslararası ilişkiler profesörü çıktı, bu Atatürk'e meydan okumaktır gibisinden son derece basiretsiz, ahlaksız ve hiçbir şekilde vatanseverlikle ilgisi olmayan bir yaklaşım üretti.
DEVLETİMİZ ÇEŞİTLİ ZAMANLARDA FARKLI KARARLAR ALABİLİR
Devletimiz çeşitli zamanlarda farklı kararlar alabilir. Hepsi Türkiye'nin egemenlik yetkisi çerçevesinde kullanılmasıyla alınan kararlardır. Dolayısıyla ne bugünle Atatürk dönemini birbiriyle hesaplaşan iki dönem gibi sunmak doğru şeydir, ne de başka türlü bir rejim tartılması kışkırtıcılığına girmek başka bir şeydir.
Sonra birileri çıktı, bununla birlikte Türkiye'de laiklik sona eriyor dedi. Biz aynı açıklamayı sadece Yunanistan'dan duyuyoruz. Yunanistan'da bir takım radikal, ırkçı papazların yaptığı açıklamalara benzer açıklamaları kendi aydınlarımızdan duymak üzüntü vericidir. Ne yapmışız biz? Türkiye'nin egemenlik hakları çerçevesinde Türkiye'nin mülkiyetinde olan bir mabedi aslı işlevine döndürmüşüz. Milletimizin talebi doğrultusunda, Cumhurbaşkanımız bu talebe kulak vermiş ve bu çerçevede bu karar gerçekleşmiş. Son derece makul, hukuka uygun, sosyal dokuta uygun bir karar alınmış.
REJİM TARTIŞMASINA DÖNÜŞTÜRMEK PROVOKASYONDUR
Ayasofya'yı rejim tartışmasına dönüştürmek provokasyondur. Hiç kimse bu ülkede Atatürk'e saygısızlık yapamaz.
Demokrasimiz her türlü rejim istismarına kapalıdır. Atatürk'ü kendilerine kalkan yapanlar onu istismar ediyor.
YORUMLAR