'Tehlikeli' dedi açıkladı: Bölgede 'Arap İsrail NATO'su' oluşturmaya çalışıyorlar.

Ege’yi askeri üs haline getirdi! İşte Yunanistan'ın silahlandırdığı 5 stratejik ada! -- Sevilla Üniversitesi’ne ısmarlama hazırlatıldı -- Libya'da flaş gelişme! Görüşme olmayacak -- Suriye'de şehit olmuştu! Cenazesi memleketine getirildi -- FETÖ'nün TSK yapılanmasına operasyon! 66 gözaltı kararı var -- .Bağdat’taki füzeli saldırı sonrasında ABD Büyükelçiliğinden siren sesleri yükseldi -- Son dakika haberi | DSÖ'den flaş uyarı: Koronavirüs (Covid-19) son salgın olmayacak


'Tehlikeli' dedi açıkladı: Bölgede 'Arap İsrail NATO'su' oluşturmaya çalışıyorlar.

'Tehlikeli' dedi açıkladı: Bölgede 'Arap İsrail NATO'su' oluşturmaya çalışıyorlar

Giriş Tarihi: 15.9.2020  07:07 Son Güncelleme: 15.9.2020  07:12

Filistin Kurtuluş Örgütü Yürütme Konseyi Genel Sekreteri Saib Ureykat, 'Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn'in İsrail ile yaptığı anlaşma, koruma karşılığında barıştır.' dedi. Ureykat'ın 'Bölgede 'Arap İsrail NATO'su' oluşturmaya çalışıyorlar ve bu gayet tehlikeli.' sözleri dikkat çekti.

CNN Arapça kanalına mülakat veren Ureykat, bu anlaşmanın barış karşılığında barış olarak isimlendirelemeyeceğini söyledi.

Koruma karşılığında bir barış olan bu anlaşmanın ABD'nin üstlendiği rolle yapıldığına dikkati çeken Ureykat, ABD'nin ise birçok Arap ülkesinin de müttefiki olduğunun altını çizdi.

Ureykat, ABD Başkanı Donald Trump'ın başdanışmanı Jared Kushner'in Arap dünyasındaki karar alıcılara 'ABD'nin (himayeyi) sürdürmeye mecbur olmadığını' belirterek 'İsrail'i çekmeniz gerekiyor' dediğini, bunun da bölgede bir Arap İsrail Natosu oluşturmak olduğunu ve bunun gayet tehlikeli olduğunu belirtti.

Ureykat şunları söyledi:

"Şimdi Arap güvenlik sistemlerinin korunmak için İsrail'e dayanması gerekecek, bu makul bir şey değil. İsrail tarihi olarak ABD ile birlikte ve her ikisi, 'İsrail yalnız başına tüm Araplardan daha güçlü olması gerekiyor.' diyor. Bir Arap ülkesi ile Arap olmayan bir ülke arasında bir çekişme olduğunda İsrail her zaman Arap olmayan ülkenin yanında yer almıştır. Bunun sonuncusu İran-Irak savaşı ki o zaman hatırlarsanız İsrail nasıl da Irak'ın karşısında yerini almıştı."

"İsrail'in Arap milli savunma sisteminin bir parçası olması akıl alacak bir şey değildir" diyen Ureykat, İsrail'in görevinin, Arap ülkelerinden herhangi biri teknolojik ve stratejik bir değer kazanıp yükseldiğinde o ülkeyi vurmak olduğunu hatırlattı.

Ureykat, Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın da tavırlarının önce Filistin sorununun çözülmesi ardından normalleşme, önce işgalin sonlandırılması sonrasında da normalleşme ve Arap barış girişimine bağlılık olduğunu belirterek, şöyle dedi:

"Bizim Suudi Arabistan'ın tavrını kesinlikle değiştirmeyeceğine dair tam bir inancımız var. Suudi Arabistan, Arap güvenliğinin Arapların eliyle gerçekleşeceğini bilir. Bu yönde ilerleyen ülkelerin yeniden düşünmelerini ve takındıkları tavırdan vazgeçmelerini ümit ederiz."

Ureykat, normalleşme ile Arap ülkelerinin İsrail'e etki etmesi olanağına ilişkin soruya şu yanıtı verdi:

"Netanyahu çıkıp, 'Ben yerleşime ve ilhaka devam edeceğim'. diyor 1967 sınırlarında bir Filistin devletinin olmasının mümkün olmadığını söylüyor. 'Kudüs bölünmeyecek, Doğu Kudüs ve Aksa, Kıyamet Kilisesi İsrail'in başkentinin bir parçası olacak.' diyor. Normalleşme kararından önce etki edemediysen, sonrasında mı edeceksin? Bedeli ödedikten sonra nasıl etki edeceksin? Filistinlilere destek verecek adım olan bu tavır nasıl bir müzakere üslubudur?

Tüm dünya Filistin davasının bölgedeki barışın anahtarı olduğunun bilincindedir. Avrupa ve anlaşmalara memnuniyetle bakan diğer ülkeler, çekişmenin İsrail-Filistin çekişmesi olduğununun unutulmaması gerektiğini, ilhak ve yerleşim olan bu çekişmenin sonlandırılması ve iptal edilmesi istenmektedir, ayrıca istenilen şey bağımsız bir Filistin devletinin kurulması' olduğunu söylemişlerdir.

Etnik ayrımcılık yapan bir rejimde, İsrail işgali yönetimi altında köle olarak yaşamayı kabul edecek bu yeryüzünde bir Filistinli yoktur. Mescidi Aksa'nın ve Kıyamet Kilisesi'nin İsrail'in egemenliği altında olmasını kabul edecek bir Filistinli yoktur."

Filistin halkının barış için uğraştığını ve barış istediğini vurgulayan Ureykat, "Filistinli dünyaya, 'Ben uluslararası hukuk ve uluslararası meşruiyet temeli, 67 sınırları üzerinde iki devletlilik ilkesi, özgürlüğümün ve bağımsızlığımın temeli üzerine barışı kabul ettim.' diyor. Kushner ve ABD Büyükelçisi Friedman'ın, 'iki sistemli bir devlet, etnik ayrım rejimi olması üzerine yürüttüğü siyasi çalışmalar üzerine dayanan bir barışı kabul etmem" ifadelerini kullandı.

Ureykat, Filistin halkına güvendiğini belirterek, şu değerlendirmede bulundu:

"Bu toprakların geleceğini Filistin halkı belirleyecek, onurdan uzak, taviz verenlerin artık slogan atanlar olduğunu biliyoruz. Kardeş BAE ve Bahreyn'den Arap Barış Girişimi'nde anlaştığımız şeylere bağlı kalmalarını beklerdik. Bu stratejik hatalar, bizlere pahalıya mal oluyor ve bedelini ödeyeceğiz. Ancak işin sonunda İsrail işgal bataklığı kurutulmadan, Filistin devletinin bağımsızlığı gerçekleştirilmeden bölgede istikrar, barış ve güvenlik kesinlikle olmayacaktır. "

Son 10 gün, Almanya devrede! Türkiye'den Fransa kararı

Türkiye, Ege ve Akdeniz krizinde yaz başında kurulan ancak Yunanistan'ın dağıttığı diplomasi masasının yeniden kurulmasına sıcak bakıyor. 24-25 Eylül'deki AB Zirvesi'ne kadar bu masanın kurulup ilk temasların yapılması bekleniyor.

Son 10 gün, Almanya devrede! Türkiye'den Fransa kararı

15 EYLÜL GAZETE MANŞETLERİ

GALERİNİN DEVAMI

Türkiye ve Yunanistan arasında Doğu Akdeniz temelinde başlayan kriz Oruç Reis'in bakıma alınması ile geçici bir süre askıya alınırken, Türkiye diplomatik yollardan çözüm için masaya oturmaya soğuk bakmıyor. Almanya'nın bu konuda arabuluculuk çabaları sürerken önce alt düzeyde süreç içinde de üst düzey görüşmelerin yeniden başlayabileceği ifade ediliyor. Bu konuda Almanya'nın girişimlerde bulunduğu, Türk tarafının ise "Kışkırtmalara gelmeden hakkaniyetli çözüm için masaya otururuz" mesajı verdiği öğrenildi.

YENİDEN MASA UMUDU

Edinilen bilgiye göre, Türkiye bu süreçte Haziran-Temmuz aylarında kurulan ancak Yunanistan'ın dağıttığı diplomasi masasının yeniden kurulabilmesi olasılığını değerlendiriyor. 24-25 Eylül'deki AB Zirvesi'ne kadar bu masanın kurulup ilk temasların yapılması da bekleniyor.

Almanya'nın uzun süredir yürüttüğü arabuluculuk çabalarının son dönemde arttığı ve özellikle Fransa ile görüşmeler yapılarak sürecin "daha da fazla gerilmemesini" istediği kaydediliyor. Alman makamlarının Türk tarafıyla da temaslarını yürüterek, ilk etapta alt düzeyde ve devamında da gerekmesi durumunda üst düzeyde bir Türkiye-Yunanistan görüşmesini planladığı ifade ediliyor.

ÖN ŞARTSIZ

Ankara'nın da bu masaya olumsuz bakmadığı ancak "Kışkırtmalara gelmeden hakkaniyetli çözüm için masaya otururuz" mesajı verdiği öğrenildi. Yunanistan'ın Fransa tarafından "dolduruşa getirilmesinden" rahatsızlık duyan Ankara'nın "Masaya ön yargısız, ön şartsız oturmalılar" dediği de kaydedildi.

FRANSA KONUSUNDA NET TAVIR

Ankara, sadece Yunanistan ile masaya oturmayı gündeminde tutarken, Fransa'nın sürece dahil olmayacağı bir masa konusunda da tavrını net koydu. Almanya'nın da, Yunanistan tarafını masaya çekme için girişimlerde bulunduğu, sürecin olumlu gelişmesi halinde görüşmelerin daha önce olduğu gibi Berlin'de yapılabileceği belirtildi.

YAPTIRIM ÇIKARSA ÇALIŞMALARA HIZ VERİLECEK

Bu ay sonunda gerçekleşecek AB Zirvesi'nde, Yunanistan-Güney Kıbrıs Rum Kesimi ve Fransa'nın, Türkiye'ye yönelik bazı yaptırımları gündeme getirmesi beklenirken, Almanya'nın girişimleri ile bu yaptırımların söz konusu olmayacağı da değerlendiriliyor. Ankara çeşitli dönemlerde dillendirilen bu yaptırımların AB'den geçmesini beklemezken, yaptırım kararının çıkması durumunda Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki çalışmalarına hız vereceğine dikkat çekiliyor.

MASA DAĞITILMIŞTI

Türkiye ve Yunanistan, Almanya'nın arabuluculuğunda Haziran-Temmuz aylarında bir araya gelmişti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından görevlendirilen Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın yanı sıra Dışişleri Bakanlığı ve askeri yetkililer de muhataplarıyla görüşmeler gerçekleştirmişti. Heyetler 3 temel başlıkta anlaşmıştı. Türkiye ve Yunanistan, Doğu Akdeniz krizinin sonuçlanması için "karşılıklı istikşafi görüşmelere başlanması, siyasi görüşmelere başlanıp, hız verilmesi ve askerler arasında güven beyanını artıran toplantılara yeniden başlanılması" konularında Ağustos ayı başında anlaşırken, ortak niyet beyanı açıklamasının yapılacağı 7 Ağustos'taki toplantı için hazırlıkların sürdüğü saatlerde Yunanistan, 6 Ağustos’ta Mısır ile deniz yetki anlaşması imzalayarak masayı dağıtmıştı. Söz konusu görüşmeler devam ederken Türkiye Almanya Başbakanı Angela Merkel'in ricası ile Oruç Reis'i bölgeye göndermeyi erteleyerek "jest" de yapmıştı. Masanın dağılmasının ardından Türkiye, NAVTEX ilan ederek Oruç Reis'i bölgeye göndermişti. 

Ege’yi askeri üs haline getirdi! İşte 'ın silahlandırdığı 5 stratejik ada!

’deki ’nin sismik çalışmalarını hazmedemeyen  Ege’de 23 adadan 18’ini askeri üs haline getirdi. İşte söz konusu adalardan büyük öneme sahip olanlar. Gayriaskerî statüsündeki adaların silahlandırılmasının hem Lozan, hem Paris anlaşması hem de uluslararası hukuka aykırı olduğunu hatırlatan uluslararası ilişkiler uzmanları, Yunanistan'nın buraları silahtan ve askerden arındırmaması hâlinde, egemenliğinin tanınmayacağına işaret ediyor.

Giriş Tarihi: 15.9.2020  07:07 Son Güncelleme: 15.9.2020  07:12

Ege’yi askeri üs haline getirdi! İşte Yunanistan'ın silahlandırdığı 5 stratejik ada!

'de  ve  arasındaki gerilim sürerken Atina'nın Ege Deniz'inde gayriaskeri statüdeki birçok adayı silahlandırması yeniden gündeme geldi. 1923 yılındaki Lozan Anlaşması'nın 4'üncü ve 14'üncü maddeleri ve 1947'deki Paris Barış Konferansı kararlarının 14'üncü maddesine aykırı davranan Yunanistan, Ege'de 23 adadan 18'ini silah deposu ve askeri üs hâline getirdi. Uzmanlar, cephaneliğe çevrilen adaların Türkiye için tehdit oluşturduğunu belirtiyor.

Ege’yi askeri üs haline getirdi! İşte Yunanistan'ın silahlandırdığı 5 stratejik ada!

MİDİLLİ'DE 15 BİN ASKER
 Midilli ve Sakız adaları başta olmak üzere; Sisam, Sömbeki, Nikarya, Libsi, Batnaz, İleriye, Kelemez, İstanköy, Astipalya, İncirli, İlyaki, Herke, Kerpe, Çoban, Rodos, Meis'i ağır silahlarla donattı. Söz konusu adalara binlerce asker konuşlandıran Atina, buralara uçaksavarlar, tank, topçu bataryaları ve hava savunma sistemleri yerleştirdi. KKTC merkezli Diplomatik Strateji Araştırma Merkezinin verileri şöyle:

Ege’yi askeri üs haline getirdi! İşte Yunanistan'ın silahlandırdığı 5 stratejik ada!

MİDİLLİ ADASI: 1 tümen ve buna bağlı ana birlikler, 2 piyade alayı, 7 piyade taburu, 1 özel millî muhafız taburu, 3 tank taburu, 4 top taburu ve 1 uçaksavar taburu.

SAKIZ ADASI: 1 tugay ve buna bağlı ana birlikler; 1 piyade alayı, 4 piyade taburu, 1 özel millî muhafız taburu, 1 tank taburu, 1 uçaksavar taburu, 7 bin 500 asker.

SİSAM ADASI: 1 tugay ve buna bağlı ana birlikler; 1 piyade alayı, 4 piyade taburu, 2 mekanize tabur, 2 tank taburu, 2 top taburu, 1 uçaksavar taburu, 7 bin 500 asker.

RODOS ADASI: 1 tümen ve buna bağlı ana birlikler; 2 piyade alayı, 7 piyade taburu, 1 özel millî muhafız taburu, 3 topcu taburu, 1 komando taburu, 1 uçaksavar taburu, 7 bin 500 asker.

İSTANKÖY ADASI: 1 tugay ve buna bağlı ana birlikler; 1 piyade alayı, 4 piyade taburu, 1 özel muhafız taburu, 2 tank taburu, 8 bin asker.

Ege’yi askeri üs haline getirdi! İşte Yunanistan'ın silahlandırdığı 5 stratejik ada!

Adalarda 6 kara üssü, 2 deniz üssü ve iki Yunan helikopter üssünün bulunduğu da belirtilirken, Koyun adasındaki kara üssünde 1 tabur asker, deniz ve helikopter üssünün yer aldığı Eşek, Bulamaç ve Hurşit adalarında ise birer tabur asker ile helikopter üssü Muğla'nın Kalolimnoz ve Keçi adalarındaki kara üslerinde de birer tabur asker olduğuna dikkat çekiliyor.  gazetesinde yer alan habere göre, adaları silahlandıran 'ın Türkiye'ye yönelik jet harekâtı için Limni, Midilli, İstanköy ve Rodos adalarına da askerî havaalanları inşa ettiği belirtiliyor.

Ege’yi askeri üs haline getirdi! İşte Yunanistan'ın silahlandırdığı 5 stratejik ada!

SÖZLEŞMELER BAŞKA DİYOR
Gayriaskerî statüsündeki adaların silahlandırılmasının hem Lozan, hem Paris anlaşması hem de uluslararası hukuka aykırı olduğunu hatırlatan uluslararası ilişkiler uzmanları, 'nın buraları silahtan ve askerden arındırmaması hâlinde, egemenliğinin tanınmayacağına işaret ediyor. Adaların Yunanistan'a gayriaskerî statüdeki kalması şartıyla verildiğine dikkat çeken uzmanlar, 'nin bu çerçevede öncelikle Yunanistan'a nota vererek Türkiye'nin adaların egemenliğini tanımayacağını vurgulaması, sorunu BM'ye taşıması ve NATO'da tartışmaya açması gerektiğine dikkat çekiyor. Ankara'nın ayrıca bu hamleler karşısında KKTC'de askerî varlığını artırabileceği ve burada deniz ve hava üssü kurabileceği ifade ediliyor. Yine, Ege'de egemenliği Yunanistan'a devredilmemiş 152 ada ve adacık olduğuna ve bunların da BM nezdinde kayda geçirilmesi gerektiği vurgulanıyor.

’ne ısmarlama hazırlatıldı

’de uluslararası hukuku hiçe sayan ’ın bir foyası daha ortaya çıktı. AB ’nin Sevila Üniversitesi’ne 10 yıl önce ısmarlama hazırlattığı çakma bir haritayı dayanak yapan Yunanistan, dünyayı kandırmaya kalkıştı

BETÜL USTA

Giriş Tarihi: 15.9.2020

Sevilla Üniversitesi’ne ısmarlama hazırlatıldı

Yunanistan'ın uluslararası hukuktan ve mantıktan uzak iddialarına, İspanya'daki Sevilla Üniversitesi tarafından 10 yıl önce hazırlanan ısmarlama harita kaynaklık ediyor. Harita ile Türkiye, 149 bin kilometrekare alanla Antalya Körfezi'ne hapsedilirken, Kıbrıs adasının 11 katı büyüklüğündeki 189 bin kilometrekareden vazgeçmesi isteniyor. Türkiye haritayı tanımadığını Libya'daki Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ile Münhasır Ekonomik Bölge Anlaşması imzalayarak tüm dünyaya ilan etti. Ankara nezdinde hiçbir geçerliliği olmayan sözde haritadan vazgeçilmediği takdirde Doğu Akdeniz'de gerginliğin kalıcı olarak düşmeyeceği kaydediliyor.



HİÇBİR GEÇERLİLİĞİ YOK
Türkiye'ye 2, Yunanistan'a 580 kilometre mesafede olan ve 10 kilometrekare büyüklüğündeki Meis Adası'na, 1800 kilometre kıyı uzunluğu olan Türkiye'den fazla deniz yetki alanı veren haritanın uluslararası düzeyde bir benzeri yok. Atina'ya dünyada benzer anlaşmazlıkların çözümü örnek gösterilerek bu hayalden vazgeçme çağrısı yapıldı. Geçerliliği olmayan harita, Doğu Akdeniz'de barış ve istikrara katkı sağlamıyor, aksine gerilime yol açıyor. Türk yetkililer, hiçbir şekilde Sevilla haritasının öngördüğü gibi kıyılara hapsedilmenin kabul edilmeyeceğinin altını çiziyor.



Harita, Doğu Akdeniz'de tek taraflı sondajlar yaparak ve diğer ülkelerle kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge anlaşması imzalayarak Türkiye'yi Akdeniz'den dışlamayı hedefleyen Yunanistan'ın niyetini apaçık ortaya koyuyor. Mısır ve İsrail'le ittifak yaparak ve AB dayanışmasına sığınarak Türkiye için Akdeniz'de yeni bir Sevr planlayan Atina, Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak istese de, atılan adımlar Doğu Akdeniz'de tavizsiz duruşun sürmesi konusunda siyasi iradenin kararlı olduğunu gösteriyor. AB Bölgesel Danışma Konseyi'nin önerisi ile Sevilla Üniversitesi'ne 2010 yılında bir harita hazırlatıldı. Doğu Akdeniz'deki Kıbrıs'ın "Münhasır Ekonomik Bölgesi"nin şekillendirildiği bu haritanın amacı, AB'nin bölgenin çok büyük bir kısmını kendi kontrolü altına almak istemesiydi.



O HARİTA DURURSA GERGİNLİK BİTMEZ
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, katıldığı bir TV kanalındaki programda Yunanistan'ın ısmarlama hazırlattığı paçavrayı göstererek "Yunanistan Sevilla haritasından vazgeçmeli. "Bu harita geçersiz" demediği, Türkiye'nin kıta sahanlığına saygı duymadığı ve Adalar ile Meis'le ilgili talebinden vazgeçmediği sürece bu gerginlik bitmez. Rum kesimi de KKTC'nin haklarını garanti altına alacak bir mekanizmaya evet demeli." diye konuştu. Çavuşoğlu'nun programda Doğu Akdeniz'deki gelişmelerle ilgili diğer değerlendirmeleri ise özetle şöyle;
 Yunanistan, ön şart koşarsa bizim ön şartlarımızı yerine getirmeli.
 Yunanistan ve Rum kesimi AB'nin birçok politikasını rehin alan iki şımarık üye. 24-25 Eylül'deki AB Liderler Zirvesi'nde Türkiye'ye yönelik bir yaptırım kararı beklemiyorum ama olabilir de. Peki biz kararlılığımızdan vazgeçermiyiz? Hayır.
 ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo "Endişe duyuyorum" diyor, Burada endişe duyulacak bir durum varsa ABD'nin ve Pompeo'nun attığı adımlardır.

Son dakika: Türkiye'den flaş Doğu Akdeniz açıklaması! Yunanistan ve AB'ye dikkat çeken çağrı Son dakika: Yunan spiker Türk silahlarını anlata anlata bitiremedi! O füzeye özel parantez açtı: İnanılmaz... Son dakika haberi: Yunanistan'dan bir provokasyon daha! Karaada'yı karargaha çevirdi

Libya'da flaş gelişme! Görüşme olmayacak

 hükümeti, bazı Arap kanalları ve uluslararası medyada yer alan, Başbakan Faiz es-Serrac ile 'in gelecek perşembe 'te görüşeceklerine dair haberlerin doğru olmadığını açıkladı.

Giriş Tarihi: 15.09.2020 Güncelleme Tarihi: 15.09.2020 

Libya'da flaş gelişme! Görüşme olmayacak

Libya Başkanlık Konseyi Sözcüsü Galib el-Zaklai, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Uluslararası aracılar ne kadar büyük olursa olsun, ne yakın ne de uzak gelecekte kesinlikle böyle bir buluşma olmayacak." ifadelerini kullandı.

Serrac'ın Hafter ile kesinlikle bir araya gelmeyeceğini belirten Zaklai, medyadaki haberlerin yalan olduğunu vurguladı.

Libya'da flaş gelişme! Görüşme olmayacakIntelligence Online adlı istihbarat bağlantılı bir gazetede verilen haberde, gelecek perşembe Fransa'nın başkenti Paris'te Tobruk'taki Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, darbeci asker Halife Hafter ve Faiz Serrac'ın da katılacağı bir zirve yapılacağı kaydedilmişti.

Libya Başbakanı Serrac İspanya Dışişleri Bakanı ile görüştüLİBYA BAŞBAKANI SERRAC İSPANYA DIŞİŞLERİ BAKANI İLE GÖRÜŞTÜ

MSB: Libya açıklarında arama kurtarma eğitimi icra edildiMSB: LİBYA AÇIKLARINDA ARAMA KURTARMA EĞİTİMİ İCRA EDİLDİ

Suriye'de şehit olmuştu! Cenazesi memleketine getirildi

'nin kuzeyinde görevli Türk Kızılay ekibinin bulunduğu araca düzenlenen silahlı saldırıda şehit olan Türk Kızılay personeli 'ın (40) cenazesi, memleketi 'ye ulaştı.

Giriş Tarihi: 15.09.2020 Güncelleme Tarihi: 15.09.2020 

Suriye'de şehit olmuştu! Cenazesi memleketine getirildi

Kıdıman'ın Türk bayrağına sarılı naaşı, Gaziantep Havalimanı'ndaki törenin ardından uçakla İstanbul'a gönderildi.

Kıdıman'ın cenazesi, İstanbul Havalimanı'ndan kardeşleri Ali Kıdıman, Soner Kıdıman, Işıl Sevindik ve ilgililerce teslim alındı.

Suriye'de şehit olmuştu! Cenazesi memleketine getirildiKara yoluyla Düzce Atatürk Devlet Hastanesi morguna getirilen Kıdıman'ın naaşını Düzce Valisi Cevdet Atay, İl Jandarma Alay Komutanı Albay Mustafa Çetinkaya, İl Emniyet Müdürü Mehmet Ali Akkaplan, Türk Kızılay Genel Müdürü İbrahim Altan, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Zeki Yıldırım, Türk Kızılay Düzce Şube Başkanı Halil Aydın ve Düzce Atatürk Devlet Hastanesi Başhekimi Temi karşıladı.

Kıdıman'ın cenazesi ambulanstan indirildiği sırada yakınları gözyaşlarına hakim olamadı.

Vali Atay, şehidin kardeşlerine başsağlığı dileğinde bulundu.

Şehidin cenazesi, yarın Bahçeşehir semtinde bulunan babaevine getirilecek ve daha sonra Merkez Büyük Camisi'nde saat 11.00'da kılınacak cenaze namazı sonrası Düzce Şehir Mezarlığı'na defnedilecek.

Üzerinde ve tavanında belirgin şekilde Kızılay amblemi bulunan seyir halindeki Türk Kızılay aracına Çobanbey ile El-Bab arasında plakasız iki araçtan yüzleri maskeli ve kamuflaj kıyafetli kişilerce çapraz ateş açılmıştı.

Saldırıda araçta bulunan Kızılay El-Bab Sevgi Mağazasında çalışan Mehmet Arif Kıdıman şehit olmuş, iki personel yaralanmıştı.

Suriyede alçak saldırı! Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınıktan ilk açıklamaSURİYE'DE ALÇAK SALDIRI! KIZILAY GENEL BAŞKANI KEREM KINIK'TAN İLK AÇIKLAMA

Son dakika: Suriyede Türk Kızılay aracına alçak saldırı! 1 personel şehitSON DAKİKA: SURİYE'DE TÜRK KIZILAY ARACINA ALÇAK SALDIRI! 1 PERSONEL ŞEHİT

FETÖ'nün TSK yapılanmasına operasyon! 66 gözaltı kararı varFETÖ'nün TSK yapılanmasına operasyon!

Son dakika haberi...Fetullahçı Terör Örgütü’nün sözde Türk Silahlı Kuvvetler Yapılanması’na yönelik yürütülen çalışmalar kapsamında yeni bir operasyon için düğmeye basıldı. Çok sayıda rütbeli askerin bulunduğu 66 şüpheli hakında gözaltı kararı verildi. Ayrıca halen  olarak görev yapan Yüzbaşı Ç.E.’nin de operasyonda gözaltına alındığı öğrenildi. Sabah Gazetesi'nden Sema Alim Dalgıç'ın haberi...

Giriş Tarihi: 15.09.2020 Güncelleme Tarihi: 15.09.2020 

FETÖ'nün TSK yapılanmasına operasyon! 66 gözaltı kararı var

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nca FETÖ'nün sözde TSK yapılanmasına yönelik Milli Savunma Bakanlığı, MİT Başkanlığı, Genelkurmay Başkanlığı ile koordineli olarak yürütülen planlı operasyonlarda yeni bie gelişme yaşandı.

66 GÖZALTI KARARI
Operasyon kapsamında, ankesörlü/ kontörlü sabit hat irtibatlı muhtelif Kuvvetlere mensup, 1'i Yüzbaşı, 1'i Teğmen, 62 Astsubay, 2'si Uzman Çavuş rütbesinde 48'i Muvazzaf olmak üzere toplam 66 asker şahıs şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi.

Edinilen bilgiye göre, mensup olunan kuvvete göre şüphelilerden 18'i Hava Kuvvetleri Komutanlığı,
24'ü Jandarma Genel Komutanlığı, 19'u Kara Kuvvetleri Komutanlığı, 2'si Sahil Güvenlik Komutanlığı, 3'ü Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na mensup...

İzmir ve 28 farklı ilde 15 Eylül salı günü saat: 01.00 itibariyle İzmir Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdürlüğü ve İzmir İl Jandarma Komutanlığı'nca eş zamanlı yakalama ve gözaltı işlemleri başladı.

Yine edinilen bilgiye göre, şüpheliler arasında bulunan ve halen Foça İlçe Jandarma Komutanı olarak görev yapan Yüzbaşı Ç.E. de operasyon kapsamında gözaltına alındı.

.Bağdat’taki füzeli saldırı sonrasında ABD Büyükelçiliğinden siren sesleri yükseldiABD Büyükelçiliğinden siren sesleri yükseldi’ın başkenti  bulunan ’deki  Büyükelçiliği yakınlarına Katyuşa füzesiyle saldırı düzenlendi. Füzeli saldırının ardından ABD Büyükelçiliğinden siren sesleri yükseldi.

Giriş Tarihi: 15.09.2020 Güncelleme Tarihi: 15.09.2020 

Bağdat’taki füzeli saldırı sonrasında ABD Büyükelçiliğinden siren sesleri yükseldi

Irak'ın başkenti Bağdat'ta, ABD Büyükelçiliği ve diğer bazı yabancı misyon temsilcilikleri ve hükümet binalarının bulunduğu korunaklı Yeşil Bölge'ye füzeli saldırı gerçekleştirildi.

KATYUŞA FÜZESİ İLE SALDIRI

Irak'ta bulunan Yeşil Bölge'deki ABD Büyükelçiliği yakınlarına Katyuşa füzesiyle saldırı düzenlendi.

Saldırıda can kaybının yaşanıp yaşanmadığı henüz bilinmiyor.

Füzeli saldırı sesi Bağdat'ın birçok noktasından duyulurken, ABD Büyükelçiliğinden siren sesleri yükseldi.

Bağdattaki ABD Büyükelçiliği yakınlarına yapılan füzeli saldırı A Haber ekranlarında!BAĞDAT'TAKİ ABD BÜYÜKELÇİLİĞİ YAKINLARINA YAPILAN FÜZELİ SALDIRI A HABER EKRANLARINDA!

Bağdatta Yeşil Bölgeye füze saldırısıBAĞDAT'TA YEŞİL BÖLGEYE FÜZE SALDIRISI

Son dakika: Bağdat Havalimanı yakınına gece yarısı füze saldırısıSON DAKİKA: BAĞDAT HAVALİMANI YAKININA GECE YARISI FÜZE SALDIRISI

Son dakika haberi | DSÖ'den flaş uyarı: Koronavirüs (Covid-19) son salgın olmayacakDSÖ'den flaş uyarı: Korona son salgın olmayacak

 haberine göre; Dünya Sağlık Örgütü () Genel Direktörü Dr. , yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının ne son salgın ne de son küresel acil sağlık durumu olmayacağı uyarısında bulunarak, gelecekteki salgınların önüne geçilebilmesi için "doğru siyasi ve finansal yatırımlar" yapılması çağrısında bulundu.

Giriş Tarihi: 14.09.2020 Güncelleme Tarihi: 14.09.2020 

Son dakika haberi | DSÖ'den flaş uyarı: Koronavirüs Covid-19 son salgın olmayacak

Dr.  ve Dünya Bankasının ortak bir kurumu olan Küresel Hazırlık İzleme Kurulu'nun (), Kovid-19 salgını izleme raporunun açıklandığı etkinlikte konuştu.

Salgının, dünyanın pek çok ülkesinde sağlık sistemleri, ekonomiler ve toplumları altüst ettiğini vurgulayan Ghebreyesus, ayrıca salgının pek çok kişinin yaşamına ve geçim kaynaklarına mal olduğuna dikkati çekti.

Ghebreyesus, "Gelişmiş sağlık sistemlerine ve güçlü ekonomilere sahip ülkeler bile bunalmış durumda ancak başarılı olan ülkelerin çoğu SARS, MERS, H1N1, Ebola ve diğerleri gibi önceki salgınlardan ders almış olanlar." diye konuştu.

"Bu ne en son salgın ne de en son küresel acil sağlık durumu olmayacak." uyarısında bulunan Ghebreyesus, gelecekteki salgınların önüne geçilebilmesi için "doğru siyasi ve finansal yatırımlar" yapılması çağrısı yaptı. Ghebreyesus, böylelikle gelecek nesillerin salgın tehlikelerinden korunabileceğini söyledi.

Ghebreyesus, insanlığın tedbir almadığı ve beklediği her günün yeni bir hastalık, iklim değişliği veya doğa felaketinin habercisi olduğu görüşünü savunarak, şöyle konuştu:

Canlı Corona Virüsü Haritası - Corona Virüsü Ölü ve Vaka Sayısı Son Durum

"Bir sonraki acil sağlık durumunun ne olacağını bilmiyoruz ama bunun geleceğini biliyoruz. Hazırlıklı olmalıyız. Bu korku tellallığı değil, bir eylem çağrısıdır. Tüm bu zorlukların üstesinden gelmek için gerekli araçlara ve bilgi birikimine sahibiz. Bu küresel tehditlerle ancak birlikte dayanışma içinde ve uzun vadeli iş birliğiyle mücadele edebiliriz."

2020'nin tüm insanlık için bir "uyarı işareti" olduğunu belirten Ghebreyesus, "Kovid-19 salgını insanlık için korkunç bir maliyet oluşturdu. Bunlar zor kazanılan derslerdi. Onlardan öğrenmeliyiz ve daha iyi (dünya) inşa etmeliyiz." diye konuştu.

GPMB'DEN TÜM DÜNYAYA EYLEM ÇAĞRISI

Öte yandan, GPMB'den yapılan yazılı açıklamada, Kurul'un geçen yıl açıkladığı raporda, dünyanın dört bir yanına yayılan, milyonlarca insanı öldüren, ekonomileri bozan ve ulusal güvenliği istikrarsızlaştıran ölümcül bir salgının gerçek olasılığına karşı dünyanın hazırlıksız olduğu konusunda uyarıda bulunulduğu anımsatıldı.

Kurul, geçmişte küresel sağlık krizlerine verilen tepkiyi karakterize eden "panik" ve "ihmal döngüsünü" kırmak için acil eylem çağrısında bulundu.

GPMB'nin yeni raporunda ise Kovid-19 salgınına karşı verilen küresel mücadele sert şekilde eleştirildi.

Dünyanın pandemiyi önlemede toplu bir başarısızlık sergilediği ileri sürülen raporda, "Pek çok ülkede liderler bilime, kanıta ve en iyi uygulamaya dayalı erken karar verici eylemlerde bulunmakta zorlandılar. Liderlerin bu hesap verebilirlik eksikliği, (salgına) müdahale çabalarını engelleyen derin ve derinleşen bir güven açığına yol açtı." ifadesi kullanıldı.

GPMB'nin eş başkanı Elhadj As Sy ise rapora ilişkin, "Kovid-19 salgınına karşı mücadelede şeffaflık ve hesap verebilirlik şarttır. Güven, daha iyi sağlık sistemleri için hükümet-topluluk ilişkilerinin temelidir ancak bu güven, hükümetler ve liderler taahhütlerini yerine getirmediğinde dağılır." değerlendirmesinde bulundu.

Van'da takılarıyla gömülmüş Urartulu kadın mezarı ortaya çıkarıldı

Giriş Tarihi: 11.09.2020 Güncelleme Tarihi: 11.09.2020 

Van'ın Gürpınar ilçesinde Urartular dönemine ait nekropolde yürütülen kazı çalışmalarında, sarkaçlı küpeleri, parmağında yüzüğü, boynunda kolyesi, haşhaş başlı süs iğnesi ve iki kolunda ejder başlı bilezikleri bulunan soylu bir Urartu kadınına ait iskelet ortaya çıkarıldı - Kazı başkanı Prof. Dr. Rafet Çavuşoğlu: "İskeletin üzerinde adeta takı seti bulunmakta. Bu da Urartulu kadınların süslenme geleneklerinin çok üst düzey olduğunu gösteriyor" dedi.Van'ın Gürpınar ilçesindeki Çavuştepe Kalesi'nde, üç yıl önce başlatılan kazı çalışmaları sırasında ortaya çıkarılan nekropolde, takılarıyla gömülmüş soylu bir Urartu kadınına ait mezar bulundu.



Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Rafet Çavuşoğlu başkanlığında, alanında uzman akademisyenlerle sürdürülen kazı çalışmaları devam ediyor.Kazılar sırasında 3 yıl önce ortaya çıkarılan ve Urartularda yönetici sınıfın gömüldüğü değerlendirilen nekropolde yürütülen çalışmalarda, iki kulak kısmında sarkaçlı küpeleri, sol elindeki parmağında yüzüğü, boynunda kolyesi, haşhaş başlı süs iğnesi ve iki kolunda ejder başlı bilezikleri bulunan kadın iskeletiyle karşılaşıldı.​​​​​​​Ekipte yer alan antropologların laboratuvar ortamında iskeleti incelemesiyle kadının ölüm nedeni ve net yaşı belirlenecek.​​​​​​​Üzerinde takı seti bulunuyor"Üzerinde takı seti bulunuyor" 

Prof. Dr. Çavuşoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2017'de kazı çalışmalarına başladıkları nekropol alanında çok önemli bilgilere ulaştıklarını söyledi.​​​​​​​Bu yıl Urartuların ölü gömme adetlerinde takıların önemini bir kez daha anladıklarını belirten Çavuşoğlu, şu bilgileri verdi:​​​​​​​"Son olarak ortaya çıkardığımız mezar, 20-25 yaşlarındaki bir kadına ait.​​​​​​​Burada önemli olan, kadının tüm takılarıyla birlikte gömülmüş olması.​​​​​​​

10İskeletin üzerinde adeta takı seti bulunuyor. Urartulu kadınların süslenme geleneklerinin çok üst düzey olduğunu gösteriyor.​​​​​​​İskeletin soylu bir kadına ait olduğunu tespit ettik.​​​​​​​Çünkü iki kolunda bilezik, sol elinde bronz yüzük, iki kulağında sarkaçlı küpe, boynunun alt kısmında süs iğnesi ve boynunda yarı değerli taşlardan oluşan bir kolye yer alıyor.​​​​​​​Günlük hayatta kullandığı bütün takılarıyla gömüldüğü anlaşılıyor.​​​​​​​Bir diğer önemli husus Urartu kadınlarının takıya çok düşkün olduğunu gösteriyor.​​​​​​​Özellikle kolye kısmında yer alan boncukların küresel tarzda çok güzel işlenmiş olması önemli."​​​​​​​Urartularda kadına verilen değerin kazılarda da ortaya çıktığına dikkati çeken Çavuşoğlu, "Buradaki en önemli hadise, gömülerin standart halktan değil, kaledeki yönetici sınıfın eşleri ve ailelerinden oluşmasıdır

 

18Bu yüzükle evlilik sözleşmesinin arkeolojik buluntularından belki de ilkine rastlanmış bulunuyoruz." diye konuştu.