Ankara Barosu’nun Diyanet’e saldırısıyla başlayan süreçte kutsal değerler ve aile yapısı hedef alınmaya devam ediyor. Eşcinsel hareket, toplumun pek çok kutsal değerine saldıran bir siyasi kimliğe dönüşme eğiliminde. Türk toplumunun geleceğini tehdit eden konuyu, AK Parti İstanbul Milletvekili İffet Polat ve İbn Haldun Üniversitesi Öğretim Üyesi Hakkı Öcal A Haber canlı yayınında ele aldı. Konuklar, eşcinselliğin özellikle eğlence ve dizi-film sektörü gibi yollarla da yayılmaya çalışıldığına dikkat çekerek “ABD’de insanlar ciddi şekilde toplumun içine nifak tohumları saçtılar. Bu şimdi burada denenmek isteniyor.” diye uyardılar.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş'ın Ramazan ayının başlaması dolayısıyla geçen hafta verdiği ilk Cuma hutbesinde İslam'ın zina ve eşcinselliği yasakladığına dair ifadeleri, din düşmanlığından beslenen çevreleri ve LGBT zehrini ülkemizde yaymak isteyen kesimleri rahatsız etti. Ankara Barosu, yaptığı açıklamayla İslam düşmanlığını ve LGBT sempatizanlığını gözler önüne serdi.

Ülkemizde özellikle son zamanlarda çeşitli kurum ve yayınlarla yayılmak istenen LGBT sapkınlığını, AK Parti İstanbul Milletvekili İffet Polat ve İbn Haldun Üniversitesi Öğretim Üyesi Hakkı Öcal A Haber canlı yayınında ele aldı.

AK Parti İstanbul Milletvekili İffet Polat'ın değerlendirmeleri şöyle:


GLOBAL ÇETE HALİNE GELDİLER
LGBT -hatta pedofiliyi de eklemek istiyorlar- bu dünyada çok ciddi bir güç haline geldi. Bunları ben bir global çete olarak görüyorum. Kendilerinin de aslında bir ideoloji de oluşturduğunu, bu noktada devletlere ve kurumlara çok ciddi baskılar oluşturup kendilerinin norm haline gelmesi noktasında ciddi bir savaş halindeler toplumun diğer kesimleriyle.



DİYANET İŞLERİ BAŞKANI İSLAM'IN GEREĞİNİ SÖYLER!
Diyanet İşleri Başkanımızın yaptığı açıklama ile ilgili de bir şey söylemek istiyorum. Sayın Diyanet İşleri Başkanımız bir din alimi, bir İslam alimi. Kendisinden bir Elton John açıklaması beklemek hata olur. Çünkü o İslam'ın ve Kur'an'ın doğrularına göre hakikatleri söylemesi gerekir. Halbuki LGBT o kadar büyük bir çete ki hukukçuları da arkasına alarak, onları da baskılayarak da sanki Diyanet İşleri Başkanı insan haklarına aykırı bir suç işlemiş psikolojisi yaratmaya çalıştılar. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Bu global LGBT çetesi devleti bile teslim almış durumda.

Eş cinsellik ile aile yapısı ve kutsal değerler neden hedef alınıyor? A Haber’e özel değerlendirmeler

Ankara Barosu’nun Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ı hedef almasıyla başlayan süreç kutsal değerlere ve aile yapısına yapılan saldırılarla devam ediyor. Eş cinsel hareket toplumun pek çok kutsal değerine saldırarak siyasi kimliğe dönüşme eğiliminde… Peki eş cinsellik ile aile kurumu neden hedef alınıyor? Kutsal değerlere neden saldırılıyor? Ailemizi bozmak isteyenlerin planı nedir? AK Parti İstanbul Milletvekili İffet Polat ve İbn Haldun Üniversitesi Öğretim Üyesi Hakkı Öcal A Haber ekranlarında değerlendirdi.

AK Parti İstanbul Milletvekili İffet Polat, "LGBT bunun içine eklenecek şeyler de var tabi pedofili gibi, dünyada çok ciddi bir güç haline geldiler. Ben global bir çete olarak görüyorum. Kendilerinin de aslında bu noktada bir ideoloji oluşturduğunu düşünüyorum. Kurumlara çok ciddi baskılar yaparak norm haline gelmek için ciddi bir savaş halindeler toplumun diğer kesimleriyle…" dedi

"DEVLETLERİ BİLE TESLİM ALMIŞ DURUMDALAR"

İffet Polat, "Diyanet İşleri Başkanımız Ali Erbaş, bir din alimi bir İslam alimi ondan bir Elton John çıkmasını beklemek hata olur. Kendisi İslam'ın ve Kur-an'ın doğrularına göre hakikatleri söylüyor. Bende böyle düşünüyorum ve toplumumuzun yüzde 99'u böyle düşünüyor. Ama öyle büyük bir çeteler ki hukukçuları da arkasına alarak Diyanet İşleri Başkanı'ın sanki bir suç işlemiş gibi –psikoloji- yaratmaya çalıştılar ama tabi bunu tasvip etmemiz ve kabul etmemiz mümkün değil. Bu bir çete ve devletleri bile teslim almış durumdalar. Birçok alanda hakimiyet kurmuş çetenin parasal gücü de var. Ben Diyanet işleri Başkanın vazifesini yaptığını ve bunu sıklıkla yapması gerektiğini düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

"EŞ CİNSEL HAREKETİ BÖYLE BİR AKADEMİK KILIFA BÜRÜNMEYE ÇALIŞIYOR"

İbn Haldun Üniversitesi Öğretim Üyesi Hakkı Öcal konuyla ilgili, "Küresel, siyasal ya da sosyal bir hareket gibi değil akademiye kadar yansıyan bir çete. Bugün herhangi bir Amerikan üniversitesinde Darwin'e karşı bir makale yayınlama imkanınız nasıl yoksa giderek uluslararası platformda LGBT hareketine karşı bu imkanınız olmayacak. Eş cinsel hareketi böyle bir akademik kılıfa bürünmeye çalışıyor." diye konuştu.

"BİR MEŞRUİYET ELDE EDİNMEK İSTENİYOR"

Hakkı Öcal, "Bunun toplumda geniş yer bulması kabul görmesi sanki meşru bir hareketmiş gibi yaygın bir şekil almasına karşı bir şey söylediğiniz zaman 'Sen nefret söylemi kullanıyorsun' diyorlar. Almanya'nın sesi radyosunun bir yayınında açık ve seçik Diyanet İşleri Başkanı'nın temsil ettiği dinin inancını yansıtan sözlere ilişkin olarak 'homofobik ifadeler' lafı kullanıldı. Başka bir dinin inancına yönelik böyle bir ifade kullanılabilir mi? Kendi inancını söylüyor. Hangi dine karşı olursa olsun bir topluma hitap eden bir yerde böyle bir ifade kullanamazsınız. Bir meşruiyet elde edinmek isteniyor ama bu çatışmaya yönelik bir meşruiyet." ifadelerini kullandı.

EĞLENCE-MÜZİK-SİNEMA SEKTÖRÜNDELER
Eğlence, müzik, sinema gibi bir çok alanda hakimiyet kurmuş çetenin çok ciddi bir parasal gücü de var. Bu şekilde toplumun birçok kesimini kullanabiliyorlar. BU noktada ben Diyanet İşleri Başkanı'nın toplumu aydınlatma konusunda vazifesini yaptığını, bunu sık sık yapması gerektiğini ve kurumların bunu desteklemesi gerektiğini düşünüyorum.



İbn Haldun Üniversitesi Öğretim Üyesi Hakkı Öcal'ın konuya ilişkin yorumları şöyle:

EŞCİNSEL HAREKETİ AKADEMİK KILIFA BÜRÜMEYE ÇALIŞIYORLAR
Bu sadece küresel bir siyasal hareket, sosyal hareket değil, akademiye de yansıyan bir çete. Yani bugün nasıl herhangi bir Amerikan üniversitesinde Darwin'in teorileri aleyhine bir şey yazmak, makale yayınlamak mümkün değil değilse, gidere uluslararası platformda eşcinsel hareketi böyle bir akademik kılıfa bürünmeye çalışıyor. Bu kılıfın dışında gay-lezbiyen ifadesinden önce insan hakları kavramı var. Onun biraz ötesinde baktığınız zaman nefret söylemi diye bir kavram ortaya atılıyor. Ve siz diyelim ki bunu böyle toplumda geniş kabul görmesi sanki meşru bir hareketmiş gibi, sanki doğru bir hareketmiş gibi yaygın bir şekil almasına karşı bir şey söylediğiniz zaman 'sen nefret söylemi kullanıyorsun' diyorlar.



ALMAN RADYOSUNDA SKANDAL
Bugün Almanya'nın Sesi radyosunun bir yayınında açık ve seçik Diyanet İşleri Başkanı'nın kendi inancını yansıtan, sadece kendi inancını değil, temsil ettiği dinin inancını yansıtan sözlerine 'homofobik ifadeler' lafı kullanıldı. Katolik dünyasının reisi olarak Papa'nın böyle bir ifadesini alıp ya da aynı şey İsrail'de büyük Haham otoritesinin tepesindeki zatın ifadelerini alıp da buna 'homofobik konuşuyorsun' denebilir mi? Adam kendi inancını söylüyor. Hangi din olursa olsun, bir din işinin başındaki kişiye dönüp de 'homofobik' diyemezsiniz.

ABD'DEKİ OYUN ŞİMDİ DE TÜRKİYE'DE
Bir meşruiyet elde edilmek isteniyor fakat bu çatışmaya yönelik bir meşruiyet. ABD'de bunu gördük. İnsanlar ciddi şekilde toplumun içine nifak tohumları saçmış oldular. Bu şimdi burada denenmek isteniyor.

BİREYLER BASKI ALTINA ALINIYOR
Sabah Gazetesi yazarlarından Hilal Kaplan, bugün köşesinde toplumun bütün kutsal değerlerine saldıran siyasi bir kimliğe bürünen eşcinsel hareketi yazdı. Eşcinsel hareketin özellikle gençler ve aile için büyük tehdit haline gelmesini değerlendiren Kaplan, "Bireyler ve kurumlar baskı altına alınıyor" dedi.

HİLAL KAPLAN'IN YAZISI İÇİN TIKLAYIN

• Din düşmanlığı yapan kafaya tepki çığ gibi büyüyor