21 ilde son dakika operasyonu! Aralarında muvazzaf subayların...

21 ilde son dakika operasyonu! Aralarında muvazzaf subayların olduğu 53 kritik isme FETÖ baskını

21 ilde son dakika operasyonu! Aralarında muvazzaf subayların olduğu 53 kritik isme FETÖ baskını -- Doğu Perinçek, Erol Mütercimler'in FETO ile fotoğraf çektirmesi için kendisine 5 milyon dolar teklif etiğini açıkladı --Evcil hayvanı olanlar dikkat! Vuhan'dan kritik koronavirüs uyarısı -- Son dakika | Birleşmiş Milletler'den AB ülkelerine net mesaj: İhlal ediyorsunuz -- Son dakika: DSÖ'den kritik açıklama: O aylarda ölümler sert olabilir!Dikkat : Koronavirüs vücudu böyle işgal ediyor!

15 Eylül 2020 - 09:30 - Güncelleme: 15 Eylül 2020 - 09:37

21 ilde son dakika operasyonu! Aralarında muvazzaf subayların olduğu 53 kritik isme  baskını

Giriş Tarihi: 14.9.2020  13:12 Son Güncelleme: 14.9.2020  13:20
: 21 ilde düğmeye basıldı! 'nün TSK'daki mahrem imamlarına operasyon
 haberi... /PDY üyelerinin tespiti için yürütülen 'Ankesörlü telefon soruşturması' kapsamında aralarında muvazzaf albay, yüzbaşı, üstteğmen ve KHK ile ihraç edilen askeri personelin bulunduğu 53 kişiye yönelik İstanbul merkezli 21 ilde 76 adrese operasyon düzenleniyor.

FETÖ'nün TSK'daki mahrem imamlarına operasyon

/PDY üyelerinin tespiti için yürütülen 'Ankesörlü telefon soruşturması' kapsamında aralarında muvazzaf albay, yüzbaşı, üstteğmen ve KHK ile ihraç edilen askeri personelin bulunduğu 53 kişiye yönelik İstanbul merkezli 21 ilde 76 adrese operasyon düzenleniyor.

Ajanslara düşen son dakika haberine göre /PDY üyelerinin tespiti için yürütülen 'Ankesörlü telefon soruşturması' kapsamında aralarında muvazzaf albay, yüzbaşı, üstteğmen ve  ile ihraç edilen askeri personelin bulunduğu 53 kişiye yönelik İstanbul merkezli 21 ilde 76 adrese operasyon düzenleniyor.

21 ilde son dakika operasyonu! Aralarında muvazzaf subayların olduğu 53 kritik isme FETÖ baskını

Ajanslara düşen son dakika haberine göre FETÖ/PDY üyelerinin tespiti için yürütülen 'Ankesörlü telefon soruşturması' kapsamında 21 ilde 76 adrese operasyon düzenleniyor.

ARALARINDA MUVAZZAF SUBAYLARIN OLDUĞU 53 KRİTİK İSİM

Operasyon kapsamında aralarında muvazzaf albay, yüzbaşı, üstteğmen ve KHK ile ihraç edilen askeri personelin bulunduğu 53 kişiye yönelik İstanbul merkezli olarak 21 ilde gerçekleşiyor.
Doğu Perinçek, Erol Mütercimler'in FETO ile fotoğraf çektirmesi için kendisine 5 milyon dolar teklif etiğini açıkladı
İmam hatipliler ile ilgili söylediği sözlerle büyük tepki çeken 'in bir başka skandalı daha ortaya çıktı.  Genel Başkanı , Erol Mütercimler'in kendisine 1996'da  elebaşı  ile fotoğraf çektirmesi karşılığında 5 milyon dolar teklif ettiğini açıkladı.

Giriş Tarihi: 14.09.2020 Güncelleme Tarihi: 14.09.2020 

 Genel Başkanı , gündeme dair yaptığı açıklamada çok çarpıcı ifadelerde bulundu. 'de  ile  arasında yaşanan gerilime değinerek, Türkiye'nin karşısında olan devletin Amerika olduğunu ifade etti.

HEDEFLERİ CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'I DEVİRMEK

Yunanistan'ı Türkiye'nin üzerine gönderen devletin de Amerika olduğunu paylaşan Perinçek, "Amerika Türkiye ile ilgili gizli planlarını bu yıl hiç çekinmeden açıkladı. Onların açıkladığı gizli planlara göre, Türkiye'de milliyetçilik yükseliyor. Hedeflerinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı devirmek olduğunu ifade ediyorlar. Tayyip Erdoğan'ı devirmek için CHP, İYİ Parti, HDP ve diğer partileri toplayıp devirme planları yapıyorlar. İşte Doğu Akdeniz'deki gelişmeleri bu gizli planlar stratejisinde değerlendirmek yerinde olur. Yunanistan'ın arkasında Fransa'dan önce Amerika var. Yılladır Doğu Akdeniz'de Amerika, Yunanistan, İsrail ve Güney Kıbrıs askeri tatbikatlar yapıyorlar. Tatbikatların isimlerini Tevrat'tan alarak "intikam tatbikatları" olarak nitelendiriyorlar. Bu Türkiye karşıtı düşmanı blokun tepesinde Amerika var.

Yunanistan Türkiye için hiçbir şekilde bir tehlike oluşturamaz. Buna güçleri yetmez. Fransa'da bizimle mücadele edemez. Amerika ve İsrail'in donanmaları da bunlara eklendi. Türkiye öz gücüne güveniyor. Kararlı ve öz güvenli duruyor. Türkiye'nin de kendi cephesini güçlendirmesi lazım. Amerika'ya karşı olan ülkeler bizim için bir ittifak ortağı olabilir. Yakın zaman içerisinde Suriye ile birlikte olarak PKK terör örgütünü bitiririz" açıklamalarında bulundu.

FETÖ 5 MİLYON DOLAR TEKLİF ETTİ

Perinçek, 1996 yılında  lideri 'in görüşme karşılığında yaptığı 5 milyon dolarlık teklif hakkında ise, "1996 yılıydı. O zaman Latif beyin başında bulunduğu Yazarlar Vakfı gibi bir kuruluş vardı. Beyoğlu'nda bulunan partimizin il merkezine geldiler. 5'inci katta kendilerini kabul ettim. 13 kişi olarak geldiler. Başlarında Latif bey vardı. Sohbetler ettikten sonra bana, Fethullah Gülen ile bir otel lobisinde buluşup, kamuoyuna ve basına bir fotoğraf karesi vermenin Türkiye'de barışa hizmet edeceğini belirttiler. Yaptıkları bu öneriyi mümkün değil diyerek reddettim. Fethullah Gülen'in bizim terör örgütü olarak gördüğümüzün bir yapının yıllardır başında olduğunu belirtim. Bu konuşmaların ardından beni Erol Mütercimler aradı. 'Arkadaşlarımızın yaptığı öneriyi reddetmişsiniz. Halbuki böyle bir görüşme 5 milyon dolardan başlar' dedi. 5 milyon Türk Lirası değil 5 milyon dolar teklif ettiler. Ben de 5 milyon dolar değil 5 milyar dolar, dünyayı verseniz de olmaz dedim" ifadelerini kullandı.

Son dakika: Diyanet İşleri Başkanlığından Erol Mütercimler hakkında suç duyurusu! İmam hatiplileri hedef almıştıSON DAKİKA: DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINDAN EROL MÜTERCİMLER HAKKINDA SUÇ DUYURUSU! İMAM HATİPLİLERİ HEDEF ALMIŞTI
Son dakika: Erol Mütercimler Haliç Üniversitesi'nden istifa ettiSON DAKİKA: EROL MÜTERCİMLER HALİÇ ÜNİVERSİTESİ'NDEN İSTİFA ETTİ
Elazığ'dan Erol Mütercimler hakkında suç duyurusuELAZIĞ'DAN EROL MÜTERCİMLER HAKKINDA SUÇ DUYURUSU
İmam hatip mezunlarını hedef alan Erol Mütercimler hakkında 81 ilde suç duyurusu!İMAM HATİP MEZUNLARINI HEDEF ALAN EROL MÜTERCİMLER HAKKINDA 81 İLDE SUÇ DUYURUSU!
Son dakika: Haliç Üniversitesi Erol M��tercimler hakkında soruşturma başlattı! İmam hatiplileri hedef almıştıSON DAKİKA: HALİÇ ÜNİVERSİTESİ EROL MÜTERCİMLER HAKKINDA SORUŞTURMA BAŞLATTI! İMAM HATİPLİLERİ HEDEF ALMIŞTI
SON DAKİKA HABERİ: Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve komutanlar izlerken tam isabetle vuruldu!  Akdeniz'de 'Fırtına' estirdi
SON DAKİKA HABERİ: Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar ve  Komuta Kademesi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde icra edilen Şehit Yüzbaşı Cengiz Topel Akdeniz Fırtınası-2020 Tatbikatı'nın Seçkin Gözlemci Günü'ne katılarak tatbikatı izledi. Bakan Akar ve TSK Komuta Kademesi'nin izlediği tatbikatta; denizden sızma harekatı gerçekleştirildi, belirlenen hedefler deniz topçularının atışları, komandolar ve F-16 tarafından tam isabetle vuruldu. MSB, o anlara ilişkin görüntüleri ve kareleri paylaştı.
Giriş Tarihi: 14.9.2020  13:18 Son Güncelleme: 14.9.2020  13:28

SON DAKİKA HABERİ: Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve komutanlar izlerken tam isabetle vuruldu! TSK Akdeniz'de 'Fırtına' estirdi

Milli Savunma Bakanlığı'nın Twitter hesabından "Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar ve  Komuta Kademesi'nin izlediği tatbikatta; denizden sızma harekatı gerçekleştirildi, belirlenen hedefler deniz topçularının atışları, komandolar ve F-16 tarafından tam isabetle vuruldu." mesajı paylaşıldı.

SON DAKİKA HABERİ: Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve komutanlar izlerken tam isabetle vuruldu! TSK Akdeniz'de 'Fırtına' estirdi

Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ile Antalya Kaş'taki temaslarını tamamlamasının ardından dün Lefkoşa'ya geldi.

SON DAKİKA HABERİ: Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve komutanlar izlerken tam isabetle vuruldu! TSK Akdeniz'de 'Fırtına' estirdi

Ercan Havalimanı'nda Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Sezai Öztürk ve diğer yetkililer tarafından karşılanan Bakan Akar ve Komutanlar, buradan helikopterlerle tatbikat alanına geçti.

Tören mangasının selamlanması sonrası Bakan Akar ve  Komuta Kademesi'nin alandaki yerlerini almalarıyla Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı arasında karşılıklı eğitim, iş birliği ve birlikte çalışabilirliği geliştirmek üzere birleşik, müşterek ve fiili olarak icra edilen Şehit Yüzbaşı Cengiz Topel Akdeniz Fırtınası-2020 Tatbikatı'nın "Seçkin Gözlemci Günü" faaliyetleri başladı.

SON DAKİKA HABERİ: Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve komutanlar izlerken tam isabetle vuruldu! TSK Akdeniz'de 'Fırtına' estirdi

HEDEFLER YERLE BİR EDİLDİ

Faaliyetler kapsamında ilk olarak denizden sızma harekatı gerçekleştirildi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığına ait fırkateynden ayrılan Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığına bağlı özel kuvvet unsurları denizden sızma harekatı ile sahilde belirlenen hedefleri başarıyla imha etti.

Deniz topçusu tarafından işaretli hedeflerin tam isabetle vurulması sonrasında ATAK helikopterlerinin eşliğinde hava hücum harekâtı gerçekleştirildi. Harekât kapsamında komandolar helikopterlerle tatbikat alanına indirildi. Komandoların tespit ettiği hedefler savaş uçakları tarafından yerle bir edildiği tatbikatta İHA'lar da görev aldı.

SON DAKİKA HABERİ: Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve komutanlar izlerken tam isabetle vuruldu! TSK Akdeniz'de 'Fırtına' estirdi

KIBRIS BİZİM MİLLİ MESELEMİZ

Faaliyetlerin tamamlanmasının ardından personele hitap eden Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, sözlerine tatbikatta başarıyla görev alan personeli kutlayarak başladı.

Bir askerin en önemli özelliğinin başarma, savaşma azim ve kararlılığı olduğunu vurgulayan Bakan Akar, "Bu azim ve kararlılık ne zamana kadar sürecek? Ölünceye, yani şehit oluncaya kadar" diye konuştu.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin başta FETÖ, PKK/YPG, DEAŞ terör örgütleri olmak üzere diğer tehdit ve tehlikelere karşı yoğun bir mücadele verdiğini belirten Bakan Akar, "Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu asil milletin egemenliği, bağımsızlığı için güçlü, kuvvetli, bilgili ve disiplinli olması lazım. Ülkemizin, milletimizin egemenliği, bağımsızlığı 83 milyonun güvenliği, 780 bin kilometrekarelik vatan toprağının, mavi vatanın ve semalarımızın kontrolü için, hatta gelişen çağda bir de siber vatan var, bunlara hakim olabilmek için 'biz' diyerek çalışarak, görevimiz neyse elimizden geldiğince 'ölürsem şehit kalırsam gazi' anlayışı içinde bunu yerine getireceğiz" ifadelerini kullandı.SON DAKİKA HABERİ: Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve komutanlar izlerken tam isabetle vuruldu! TSK Akdeniz'de 'Fırtına' estirdi

Tatbikatların önemli olduğunu, personelin bundan azami şekilde yararlanmasının önemine değinen Bakan Akar, konuşmasında askeri, savunma ve güvenlik konularındaki gelişmelere de değindi.

"Kıbrıs bizim milli meselemiz" diyen Bakan Akar, "Hiçbir oldubittiye izin vermeyeceğimizden hem kendi hem de KKTC'li kardeşlerimizin hak alaka ve menfaatlerini sonuna kadar koruyacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın" dedi.

SON DAKİKA HABERİ: Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve komutanlar izlerken tam isabetle vuruldu! TSK Akdeniz'de 'Fırtına' estirdi

BİZ BARIŞTAN, DİYALOGDAN, GÖRÜŞMELERDEN YANAYIZ

Türkiye'nin uluslararası anlaşmalar kapsamında Kıbrıs'ta garantör bir ülke olduğunu hatırlatan Bakan Akar, şunları söyledi:

"Biz Kıbrıs'ı milli mesele kabul ediyoruz ve buradayız. Burada bize düşen görev neyse, 1974'te ne yaptıysak aynı ruh, aynı heyecan aynı esaslar dahilinde KKTC'li kardeşlerimizin güvenliği, bekası için her türlü şeyi yaptık, yapmaya hazırız bundan da kimsenin şüphesi olmasın. Doğu Akdeniz'de hak alaka ve menfaatlerimiz var. Bunlara karşı bir kısım ülkeler bazı karşı hareketler, eylemler yapıyor. Biz bunları büyük bir sabırla takip ediyoruz. Fakat hakkımızı hukukumuzu korumak yönünde yapmamız gereken ne varsa, atmamız gereken ne adım varsa kararlılıkla tek vücut olarak bunları yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Bizim buradaki haklarımızdan fedakarlık yapmamız, hakkımızı feda etmemiz asla söz konusu değil. Biz barıştan, diyalogdan, görüşmelerden, müzakerelerden yanayız ve bu olayın siyasi bir şekilde çözülmesinden yanayız diğer taraftan da hiçbir oldubittiye müsaade etmeyeceğimizi, kendi hakkımızı, KKTC'li kardeşlerimizin hakkını çiğnetmeyeceğimizi de herkes kafasına soksun.
Evcil hayvanı olanlar dikkat! Vuhan'dan kritik koronavirüs uyarısı
Son dakika haberi... Salgının ortaya çıktığı 'in  kentinde salgına ilişkin yapılan araştırmada, kentte  testi yapılan kedilerden yüzde 10 ila 15'inin hastalığa yakalandığı ortaya çıktı.

DÜNYA
Giriş Tarihi: 14.09.2020 Güncelleme Tarihi: 14.09.2020 
Evcil hayvanı olanlar dikkat! Vuhan'dan kritik koronavirüs uyarısı

Dünyayı kasıp kavurmaya devam eden ve ı Çin'in Vuhan kentinde başlayan koronavirüs (Covid-19) salgınıyla ilgili araştırmalar sürüyor.

Evcil hayvanı olanlar dikkat! Vuhan'dan kritik koronavirüs uyarısı

Vuhan'daki Huazhong Tarım Üniversitesi araştırmacıları tarafından yapılan çalışmanın sonucunda, evcil hayvanlardaki enfekte olma seviyesinin düşünülenden daha yüksek olduğu ortaya çıktı.

Evcil hayvanı olanlar dikkat! Vuhan'dan kritik koronavirüs uyarısı

KEDİLERDEN KAN ÖRNEĞİ ALINDI

Vuhan'da Ocak ve Mart ayları arasında 100'den fazla kediden alınan kan örneğinin, evcil hayvanların insanlardan virüsü kapmış olabileceğini ortaya çıkardığı ifade edildi. Çalışma kapsamında kan örneği alınan kedilerin yaklaşık yüzde 15'inde Covid-19 antikorları ve yaklaşık yüzde 10'unda da Sars-CoV-2 nötrleştirici antikorlar bulundu. En çok antikora sahip 3 kediye Covid-19'a yakalanmış bir kişinin sahip olduğu ifade edildi.

Evcil hayvanı olanlar dikkat! Vuhan'dan kritik koronavirüs uyarısı

'EVCİL HAYVAN SAHİPLERİ DİKKATLİ OLMALI'

Araştırmacılar, hastalığı yaymayı önlemek için Covid-19 hastalarının evcil hayvanlarından uzak olarak kendilerini izole etmesi gerektiğini söyledi. Araştırmada, SARS-CoV-2 ile enfekte olmuş kedilerden hiçbirinin semptom göstermediği ancak virüsün evcil hayvanlar için ölümcül olabileceği düşünüldüğü ifade edildi. Bununla birlikte, araştırmacılar, SARS-CoV-2'nin solunum damlacıkları yoluyla kediler arasında bulaşabildiğini ifadede eden, geçen hafta yayınlanan bir araştırmaya işaret ediyor.

Evcil hayvanı olanlar dikkat! Vuhan'dan kritik koronavirüs uyarısı

Araştırmacılar, bu mekanizmanın türler arasında virüs yayıp yaymadığını öğrenmek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu söylerken, aynı zamanda veriler yorumlandığında evcil hayvan sahiplerini dikkatli olmaya teşvik etmek için yeterli endişe kaynağı olduğunu ifade etti. Emerging Microbes & Infections dergisinde yayımlanan araştırmanın baş yazarı Meilin Jin'in, "Covid-19 hastaları ile kedi, köpek gibi evcil hayvanlar arasında uygun mesafeyi korumak için önlemler düşünülmeli ve bu yüksek riskli hayvanlar için de hijyen ve karantina önlemleri alınmalıdır" ifadelerini kullandığı belirtildi.

Son dakika | Birleşmiş Milletler'den AB ülkelerine net mesaj: İhlal ediyorsunuz
 dakika haberi... ülkelerinin deniz ve kara sınırlarından göçmenleri geri itmesinin ve toplu sınır dışı etmesinin yasal yükümlülüklerin ihlali olduğunu bildirdi.
DÜNYA
Giriş Tarihi: 14.09.2020 Güncelleme Tarihi: 14.09.2020 
Son dakika | Birleşmiş Milletler'den AB ülkelerine net mesaj: İhlal ediyorsunuz

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyinin 45'inci oturumu, İsviçre'deki BM Cenevre Ofisi'nde başladı.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet , 47 üyeli Konseyin açılışında yaptığı konuşmada, küresel sorunlara ilişkin uyarılarda bulundu.

Bachelet, Yunanistan'ın Midilli Adası'nda bulunan Moria sığınmacı kampında çıkan yangının binlerce sığınmacının hayatını ciddi şekilde etkilediğini anımsattı, Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeleri bu konuda ortak dayanışma içinde hareket etme ve sorumluluk almaya çağırdı.

Bachelet, isim vermeden Yunanistan'ın kara ve deniz sınırından düzensiz mültecileri Türkiye tarafına "geri itmesine" tepki göstererek, "AB ülkelerinin kara ve deniz sınırlarında göçmenleri geri itme ve toplu sınır dışı eylemlerinde bulunduğuna dair raporlar, yasal yükümlülüklerin ihlalidir ve göçmenlerin yaşamları ve hakları için ağır sonuçlar doğurabilir." ifadelerini kullandı.

Düzensiz göçmenlere yönelik yapılan bu tür muamelelerin bağımsız bir şekilde soruşturulması çağrısında bulunan Bachelet, idari statülerine bakılmaksızın göçmenlerin yaşam ve insan haklarının korunmasını sağlamak için ülkelerin iş birliği yapma yükümlülüğü olduğunu anımsattı.

LÜBNAN'DAKİ PATLAMAYA İLİŞKİN SORUŞTURMA ÇAĞRISI
Konuşmasında Lübnan'daki siyasi, sosyo-ekonomik ve mali krizlerin halkın yüzde 55'inden fazlasını yoksulluğa ittiğini aktaran Bachelet, bu oranın geçen yılın iki misli olduğuna dikkati çekti.

Bachelet, Beyrut'ta 4 Ağustos'ta meydana gelen patlamanın insanların geçim kaynaklarının yanısıra ümitlerini de yıktığını vurguladı.

Patlamanın sorumlularının hesap vermesinin çok önemli olduğunun altını çizen Bachelet, bu kapsamda tarafsız, bağımsız ve şeffaf bir soruşturma başlatılması çağrısında bulundu.

Konseyin 45'inci oturumu, 6 Ekim'de sona erecek.

Son dakika: DSÖ'den kritik açıklama: O aylarda ölümler sert olabilir!
Son dakika haberi...  () Avrupa'dan kritik koronavirüs açıklaması geldi. DSÖ'den yapılan açıklamada, ekim ve kasım aylarında, koronavirüse (Covid-19) bağlı ölümlerin daha sert geçeceği ifade edildi.
DÜNYA
Giriş Tarihi: 14.09.2020 Güncelleme Tarihi: 14.09.2020 
Son dakika: DSÖ'den kritik açıklama: O aylarda ölümler sert olabilir!

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Bölge Direktörü Hans Kluge, DSÖ'nün, Ekim ve Kasım aylarında Avrupa'da günlük koronavirüs (Covid-19) ölümlerinde artış görmeyi beklediğini açıkladı.

Avrupa'da koronavirüs kaynaklı ölüm sayısının kısmen sabit kalmasına rağmen vakalarda artış raporlanırken, DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Kluge, "Daha da zorlaşacak. Ekim ve Kasım aylarında daha fazla ölüm görebiliriz" ifadelerini kullandı. "Ülkelerin bu kötü haberi duymak istemediği bir zaman ve bunu da anlıyorum" ifadelerini kullanan Kluge, sözlerine şu şekilde devam etti: Sürekli aşının pandeminin sonu olacağını duyuyorum. Tabii ki olmayacak. Aşının tüm nüfus gruplarına yardımcı olup olmayacağını bile bilmiyoruz. Şimdi bir gruba değil diğerine yardımcı olacağına dair bazı işaretler alıyoruz. Ve sonra farklı aşılar sipariş etmek zorunda kalırsak, tam bir lojistik kabus. Pandeminin sonu, toplum olarak bu pandemiyle nasıl yaşayacağımızı öğreneceğimiz andır. Bu bize bağlı ve bu çok olumlu bir mesaj.

Avrupa'daki vaka sayıları son haftalarda keskin bir artış gösterdi, özellikle İspanya ve Fransa'da. Sadece Cuma günü 55 ülkede 51 binden fazla yeni koronavirüs vakası raporlandı. Bunun da Nisan'daki zirveden daha fazla olduğu ifade edildi. Bu arada, günlük ölümlerin sayısı, Covid-19 ile bağlantılı olarak günde yaklaşık 400-500 ölümle Haziran başından bu yana yaklaşık aynı seviyede kaldı.

 

Canlı Corona Virüsü Haritası - Corona Virüsü Ölü ve Vaka Sayısı Son Durum

Dikkat çeken araştırma: Koronavirüs vücudu böyle işgal ediyor!

Son dakika haberi... Bilim insanları, yeni tip koronavirüsün (COVID-19) enfekte ettiği, laboratuvarda büyütülen solunum yolu hücrelerinin görüntülerini tıp dergisinde yayımladı.
DÜNYA
Giriş Tarihi: 14.09.2020 Güncelleme Tarihi: 14.09.2020 
Dikkat çeken araştırma: Koronavirüs vücudu böyle işgal ediyor!

Kuzey Carolina Üniversitesi Çocuk Araştırma Enstitüsünden Camille Ehre liderliğindeki uzmanların elde ettiği görüntülere "New England Journal of Medicine" dergisinde yer verildi.

Dikkat çeken araştırma: Koronavirüs vücudu böyle işgal ediyor!

COVID-19 enfeksiyonunun solunum yolunda ne kadar yoğun olduğunu açık ve net ortaya koyan görüntüleri elde etmek için bilim insanları, laboratuvar ortamında insan bronşiyal epitel hücrelerine yeni tip koronavirüs aşıladı.

Dikkat çeken araştırma: Koronavirüs vücudu böyle işgal ediyor!

Bilim insanları, bu işlemden 96 saat sonra çok güçlü tarama özelliğine sahip elektron mikroskobi yöntemiyle hücreleri inceledi. Bu yöntemle elde edilen görüntüler, solunum yüzeyinde enfeksiyonu dokulara ve diğer insanlara yaymaya hazır çok sayıdaki virüs partikülünü ortaya koydu.

Dikkat çeken araştırma: Koronavirüs vücudu böyle işgal ediyor!

Renklendirilen görüntülerde kıla benzer enfekte kirpikli hücreler dikkati çekiyor.

Dikkat çeken araştırma: Koronavirüs vücudu böyle işgal ediyor!

Uzmanlar, görüntülerin, COVID-19'un bulaşmasını önlemede enfekte olan ve olmayan kişilerin maske takmasının öneminin altını çizdiğini belirtti.

 haberi: 'nda bir ilk! Başkan Erdoğan'dan önemli açıklamalar...

Giriş Tarihi: 12.9.2020  15:31 Son Güncelleme: 12.9.2020  17:50

 haberi: Başkan 'nda düzenlenen Vesayetten Demokrasiye Milli İrade Sempozyumu'nda önemli açıklamalarda bulundu. Başkan Erdoğan Fransa Cumhurbaşkanı Macron'a çok sert tepki gösterdi. Erdoğan, "Siz bize insanlık dersi veremezsiniz önce bunu öğren. Sayın Macron senin şahsımla daha çok sıkıntın olacak. Türk milletiyle uğraşma, Türkiye'yle uğraşma" dedi. Erdoğan Yunanistan'a da ince bir mesaj göndererek, "Yeri geldiği zaman 'komşu, komşu, komşu' diyorsun. O zaman komşuluğun hakkını ver. Yanlış yollara girme." ifadelerini kullandı. Erdoğan, Türkiye'nin artık IMF diye bir kapısının da olmadığını belirtti.

Son dakika haberi: Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda bir ilk! Başkan Erdoğan'dan önemli açıklamalar...

Son dakika haberi... Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda düzenlenen Vesayetten Demokrasiye Milli İrade Sempozyumu'nda önemli açıklamalarda bulundu. Başkan Erdoğan daha sonra TOBB ETÜ Mezuniyet Töreni'ne katıldı. Erdoğan burada, "Ekonomik faturalarından ziyade darbelerin asıl etkisi, adalet sistemimiz üzerinde yol açtığı ağır tahribattır." dedi.

TÜM VESAYET İZLERİNİ ORTADAN KALDIRDIK

Başkan Erdoğan TOBB ETÜ Mezuniyet Töreni'nde, "Türkiye'nin demokrasi mücadelenin aynası işte bu (Demokrasi ve Özgürlükler Adası) adadır. Türk demokrasisinin dibe vurmasının da şaha kalkmasının da sembolü burasıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi başta olmak üzere hayata geçirdiğimiz reformlarla demokrasimizin üzerindeki tüm vesayet izlerini ortadan kaldırdık. 15 Temmuz destanımızla vesayet heveslilerine asla unutamayacakları bir ders verdik." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan TOBB ETÜ Mezuniyet Töreni'nde önemli açıklamalar

Cumhurbaşkanı Erdoğan Demokrasi ve Özgürlükler Adası'na geldi!

KREDİ DERECELENDİRME KURULUŞLARI'NA: SİZİN BU PUANLAMALARINIZIN KIYMETİ HARBİYESİ YOK

Erdoğan, Kredi derecelendirme kuruluşlarıyla ilgili "Kalkmışlar bizim puanımızı düşürme yoluna gidiyorlar. Ne yaparsanız yapın sizin bu puanlamalarınızın kıymetiharbiyesi yok." dedi.

Başkan Erdoğan'ın Vesayetten Demokrasiye Milli İrade Sempozyumu'ndaki açıklamaları ise şu şekilde:

MİLLETİMİZİN TARİHİNE SAVAŞ AÇANLARIN AMAÇLARINI ASLA UNUTMAYACAĞIZ

Sempozyumun milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Emeği geçen tüm kurumlarımıza ve katılımcılara teşekkür ediyorum. Yakın tarihimize baktığımızda ülkemizin demokrasi tecrübesinin vesayet, cuntalar lekesiyle dolu olduğunu görüyoruz. Yakın tarihimize baktığımızda darbeler ve cuntaları görüyoruz. Milletimizin tarihine savaş açanların amaçlarını asla unutmayacağız.

Son dakika: Cumhurbaşkanı Erdoğan: "15 Temmuz'da 'Bizim çocuklar yine başardı' demek için bekliyorlardı

HİÇBİR DARBE MEŞRU VE MİLLİ DEĞİLDİR

Türkiye'de bugüne kadar yapılmış veya teşebbüs edilmiş hiçbir darbe, özellike vesayetin hiçbir oyunu, meşru, milli, masum, onurlu değildir. Her darbe bir önceki darbenin yarım bıraktıklarını, başaramadıklarını tamamlamak için gerçekleştirilmiştir. 15 Temmuz gecesi söylediğimiz gibi milletin gücünün üzerinde bir güç görmedik, tanımadık ve tanımıyoruz.

15 TEMMUZ'DA DA 'BİZİM ÇOCUKLAR YİNE BAŞARDI' DEMEK İÇİN BEKLİYORLARDI

12 Eylül sabahı köşe başlarında mevzilenmiş tanklar tanıdık bir felaketin habercisiydi. Hiç şüphe yok ki 15 Temmuz gecesi birileri yine aynı mekanlarda 'Bizim çocuklar yine başardı.' demek için bekliyordu. Türkiye'yi 12 Eylül Darbesi'ne hazırlayan karanlık odak darbe sonrasının planlamasını da yapmıştı. Askeri rejimin bu ülkenin milli ve yerli tüm unsurlarının birikimlerini yok etme gayretinin FETÖ'nün önünü açmak için olduğunu bugün daha iyi görebiliyoruz.

ARTIK BİZİM IMF DİYE BİR KAPIMIZ YOK

Ekonomimizi IMF'E muhtaç ve mahkum hale getirdiler. 2013'te borcu biz sıfırladık. Artık bizim IMF diye bir kapımız yok, biz bize yeteriz. Bu ülke kendine yeter.

PEK ÇOK TOPLUMSAL SARSINTININ TEMELİNDE 12 EYLÜL DARBESİ VARDIR

Nice eserler bilinçli bir şekilde imha ediliyordu. Amaç milletimizin değerlerini oluşturan bilincin maddi alt yapısını tümü ile yok etmektir. Ülkemizin fikir hayatı 12 Eylül darbesinden sonra hiçbir zaman eskisi kadar canlı olamadı. Son dönemde gündeme getirilen pek çok toplumsal sarsıntının temelinde 12 Eylül Darbesi vardır. Darbe ve vesayet düzeni, Türkiye'ye doğrudan müdahalenin ağır sonuçlarıyla karşılaşmak istemeyenlerin hep vazgeçilmez araçları olmuştur.

Son dakika: Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Macron'a sert tepki! "Senin şahsımla daha çok sıkıntın olacak"

MACRON'A SERT TEPKİ: SENİN ŞAHSIMLA DAHA ÇOK SIKINTIN OLACAK

Bir terör devleti oluşturulmaya çalışılıyor Suriye'de, Libya'da karşımızda darbeci Hafter ve Wagner diye silahlı güçler bütün bunların yanında Fransa sürekli gündemde. Siz bize insanlık dersi veremezsiniz önce bunu öğren. Sayın Macron senin şahsımla daha çok sıkıntın olacak. Libya'ya petrol, Afrika ülkelerine elmas için gidiyor. Tarih bilgin de yok. Sen Fransa'nın tarihini de bilmiyorsun. Önce Türk milletiyle uğraşma, Türkiye'yle uğraşma.

YUNANİSTAN'A İNCE MESAJ: YANLIŞ YOLLARA GİRME

Erdoğan, Yunanistan ile ilgili "Yeri geldiği zaman 'komşu, komşu, komşu' diyorsun. O zaman komşuluğun hakkını ver. Yanlış yollara girme. Yanlış iş yapıyorsunuz, bu yollara girmeyin, hepten yalnız kalırsınız." dedi.

Başkan Erdoğan daha sonra TOBB ETÜ Mezuniyet Töreni'ne katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda önemli açıklamalar

DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜKLER ADASI'NDA İLK PROGRAM

Başkan Recep Tayyip Erdoğan tarafından 27 Mayıs'ta açılan "Demokrasi ve Özgürlükler Adası"nda yapılan sempozyum, buradaki ilk program niteliğini taşıyor.

12 EYLÜL FOTOĞRAF SERGİSİNİ GEZDİ

Başkan Recep Tayyip Erdoğan ve eski başbakanlardan Tansu Çiller, 12 Eylül fotoğraf sergisini gezdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan eski Başbakan Tansu Çiller ile Demokrasi Adası'nda sergiyi gezdi

DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜKLER ADASI

1960 darbesi sonrası merhum başbakanlardan Adnan Menderes ve arkadaşlarının idamlarıyla neticelenen yargılamaların yapıldığı Yassıada'nın adı, 2013'te Demokrasi ve Özgürlükler Adası olarak değiştirilmişti.

Çehresi son 5 yılda değişen 103 bin 750 metrekarelik alana sahip ada, eski günlerini geride bırakarak toplumsal hafıza açısından son derece önemli bir kongre merkezine ve açık hava müzesine dönüştürülmüş, 27 Mayıs 1960 darbesinin 60. yılında Başkan Erdoğan tarafından halkın hizmetine açılmıştı.

12 Eylül darbesi manşetlere ve fotoğraflara böyle yansıdı!Son dakika: Başkan Erdoğan'dan  darbesinin 40. yılında vesayet odaklarına net mesaj: Hiçbiri masum değildir

Son dakika haberine göre, Başkan  1980 darbesinin 40. yılı dolayısıyla Demokrasi ve 'nda düzenlenen "Vesayetten Demokrasiye Milli İrade Sempozyumu"nda önemli açıklamalarda bulundu. Hiçbir darbenin masum olmadığını dile getiren Başkan Erdoğan, "Her şeyden önce şu gerçeği ülkemizdeki herkesin kabul etmesi gerek; Türkiye'de yapılmış ve teşebbüs edilmiş hiçbir darbe, vesayetin hiçbir oyunu meşru değildir, milli değildir, masum değildir, onurlu değildir." dedi. Doğu Akdeniz'deki gerilim ile de konuşan Erdoğan, "İsim olarak anmak istemiyorum ama mecburum anmaya çünkü o şahsımla çok uğraşıyor. Diyor ki, "Türk milleti ile değil ama bizim Erdoğan ile sıkıntımız var" sayın Macron senin şahsımla daha çok sıkıntın olacak." ifadelerini kullandı.

Başkan Erdoğan: Hiçbiri masum değildir
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'yi kendi başına bırakılamayacak kadar önemli bir yer olarak tarif edenlerin, ülkeyi doğrudan ve dolaylı ama mutlaka vasiler eliyle yönetmek için her yolu denediğini belirterek, "Milletimiz 15 Temmuz'da gösterdiği cesaret ve kahramanlıkla ortaya koyduğu dirayetli duruşla geçmişteki işte bu kirli ve kanlı senaryolarla da hesaplaşmıştır. Yine o gece görülmüştür ki millet kıyama kalktığı zaman darbecilerin tankı da topu da silahı da medyası da uluslararası destekleri de hiçbir işe yaramıyor." dedi.

Başkan Erdoğan, Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda düzenlenen Vesayetten Demokrasiye Milli İrade Sempozyumu'nda yaptığı konuşmada, insanlık tarihinde coğrafi ve kültürel zemini olan pek çok yönetim biçimi olduğunu söyledi.

Bu yönetim sistemleri içinde hangi uygulama biçimiyle hayata geçerse geçsin milli iradenin üstünlüğüne dayalı olanların ayrı bir yeri bulunduğunu aktaran Erdoğan, "Modern demokrasi de Avrupa'da yaşanan oldukça uzun ve kanlı arayışın ardından geliştirilmiş bir yönetim biçimidir. Özellikle son bir asra damgasını vuran demokrasi, oldukça geniş yelpazede, farklılıkları da içeren zengin bir uygulama alanına sahiptir." diye konuştu.

HER DARBE BİR ÖNCEKİNİN EKSİKLERİNİ, BAŞARAMADIKLARINI TAMAMLAMAK AMACIYLA GERÇEKLEŞTİRİLİYOR"

Erdoğan, Türkiye'nin de bu sürece en erken katılan ülkeler arasında olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:

"İstiklal Harbi'nin ardından nazari olarak milli iradeye dayalı bir yönetim biçimini benimsemiş olsak da gerçek demokrasiye ulaşmak için bir müddet daha beklememiz gerekmiştir. Ülkemizde demokrasi, çok partili siyasi hayata geçişle birlikte tüm kural ve kurumlarıyla işlemeye başlamıştır. Ancak bu süreç de oldukça zorlu ve sıkıntılı yürümüştür. Şöyle dönüp 1950'den bugüne kadarki yakın tarihimize baktığımızda ülkemizin demokrasi tecrübesinin darbeler, cuntalar, vesayet lekeleriyle dolu olduğunu görüyoruz. Milletimizin özgürlüğüne ve kalkınmasına engel olan siyaset mühendislikleri, toplum mühendislikleri, zorbalıklar, sinsi tuzaklar ve daha nice oyunlar yaşadık. Bedelini demokraside ve ekonomide geri kalmışlık olarak, evlatlarımızın dar ağaçlarında, terörle mücadelede, terör saldırılarında canlarını vermeleri olarak ödediğimiz bu süreci asla unutmayacağız. Milletimizin tarihine kültürüne, değerlerine, inancına karşı adeta savaş açanların amaçlarını ve yöntemlerini de asla unutmayacağız. Her şeyden önce şu gerçeği ülkemizdeki istisnasız herkesin kabul etmesi gerekir. Türkiye'de bugüne kadar yapılmış veya teşebbüs edilmiş hiçbir darbe, şunu bilmemiz lazım ki özellikle vesayetin hiçbir oyunu, meşru değildir, milli değildir, masum değildir, onurlu değildir."

Başkan Erdoğan, her darbenin bir önceki darbenin eksiklerini, yarım bıraktıklarını, başaramadıklarını tamamlamak amacıyla gerçekleştirildiğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:

"Vesayet dediğimiz yapı da darbeciler tarafından kurulan nizamın çeşitli yol ve yöntemlerle bürokrasi ve sivil siyaset çatısı altında sürdürülmesinden ibarettir. Türkiye'yi kendi başına bırakılamayacak kadar önemli bir yer olarak tarif edenler, ülkemizi doğrudan ve dolaylı ama mutlaka vasiler eliyle yönetmek için her yolu denemişlerdir. Milletimiz 15 Temmuz'da gösterdiği cesaret ve kahramanlıkla ortaya koyduğu dirayetli duruşla geçmişteki işte bu kirli ve kanlı senaryolarla da hesaplaşmıştır. Yine o gece görülmüştür ki millet kıyama kalktığı zaman darbecilerin tankı da topu da silahı da medyası da uluslararası destekleri de hiçbir işe yaramıyor."

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, "Diyor ki 'Türk milletiyle değil ama bizim Erdoğan'la sıkıntımız var.' Sayın Macron, senin şahsımla daha çok sıkıntın olacak. Defalarca bunu zaten sana söyledim, ama dinlemiyorsun. 'Bak, senin tarih bilgin de yok.' dedim. Sen Fransa'nın tarihini de bilmiyorsun. Önce Türk milletiyle uğraşma, Türkiye'yle uğraşma." dedi.

Erdoğan, Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda düzenlenen Vesayetten Demokrasiye Milli İrade Sempozyumu'nda konuştu.

12 Eylül'ün, Yunanistan'ın NATO'ya ve Avrupa Birliği'ne tam üyeliğinin yolunu karşılıksız açan kararlarının uluslararası etkilerinin, Doğu Akdeniz'de ve Ege'de bugün hala tüm ağırlığıyla yaşandığını belirten Erdoğan, "Bunlar 12 Eylül projesinin ülkemize maliyetlerinden sadece bazılarıdır. Daha da ötesine geçerek söylüyorum; son dönemde sıkça gündeme getirilen pek çok sancılı meselenin kökünde yine 12 Eylül'de tohumları atılan sosyal çarpıklıklar ve sapkınlıklar vardır. Gençlerimizin tarihleriyle, kültürleriyle, siyasi ve sosyal meselelerle ilgilenmektense sapkın hayat biçimlerine, ahlaksızlığa, lümpenliğe teşvik edilmesi 12 Eylül'ün ülkemize bıraktığı kötü mirastan birisidir." değerlendirmesini yaptı.

Erdoğan, darbe ve vesayet düzeninin, Türkiye'ye doğrudan müdahalenin ağır sonuçlarıyla karşılaşmak istemeyenlerin hep vazgeçilmez araçları olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu sadece Türkiye'nin sorunu mudur? Hayır. Ülkemizde her darbeden sonra yeniden inşa edilen yönetim sistemi de bu gayeyle düzenlenmiştir. Sistemin en kritik unsurları, milletin istiklalini ve istikbalini güvence altına almak değil, senaryonun daha sonraki adımlarını kolaylaştırmak amacıyla tesis edilmiştir. Üzerinde darbe veya vesayet gölgesi olmayan tek köklü değişim, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişimizdir. Bu, ciddi manada bunları rahatsız etmiştir. Tarihimizde ilk defa yönetim sistemimizi doğrudan milletin tercihiyle böylesine kapsamlı bir şekilde değiştirme başarısını hamdolsun biz gösterdik. Elbette bu safhaya kolay gelmedik."

"SENARYOLARIN HEPSİNİ DE BOŞA ÇIKARTMAKTA KARARLIYIZ"

Başkan Erdoğan, son 18 yılda milletin demokrasi ve kalkınma özlemini dindirecek pek çok reformun hayata geçirildiğine değinerek, şöyle konuştu:

"Darbe döneminin mirası pek çok kurumu, kuralı, uygulamayı halkımızın beklentileri doğrultusunda yeniden oluşturduk. Bir yandan ülkemizin 81 vilayetinin tüm altyapı ve hizmet ihtiyaçlarını karşılarken, diğer taraftan ileri demokrasiyi inşa ettik. Türkiye, bu 2 güçlü motorun etkisiyle hızla toparlanıp Cumhuriyet döneminin tamamında yapılanların katbekat üstünde skorlara imza attı. Temel altyapı ve hizmetler alanında eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, adaletten güvenliğe her alanda ülkemizi gelişmiş devletler seviyesine çıkartan pek çok yatırımı hayata geçirdik. Ekonomide üretimden ihracata, büyümeden istihdama, finansmana kolay erişimden girişimciliğin desteklenmesine kadar pek çok kritik altyapı atılımını ardı ardına işte bu dönemde gerçekleştirdik. Kılık kıyafet, dil kültür, inanç alanında yasakları kaldırdık. Demokrasinin, hakların, özgürlüklerin, bütün bunların önündeki engelleri birer birer temizledik. Ülkemizin bu dengeli ve hızlı atılımlarını, çıtayı sürekli yükselterek iddialı bir vizyonun habercisi haline dönüştürdük. Bütün bunları hamdolsun Cumhur İttifakı olarak Sayın Bahçeli ve arkadaşlarıyla el ele vererek gerçekleştirmeyi sağladık. Allah'a hamdolsun. Demek ki oluyor."

Dayanışma olduktan sonra milletin yapamayacağı hiçbir şey olmadığının altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Artık çok daha büyük hedeflere ihtiyacımız olduğunu görerek, milletimizin ortak hayallerinin ifadesi olan 2023 hedeflerini ortaya koyduk. Bu vizyonu 2011 seçim beyannamemizin merkezine yerleştirerek, milletimize artık günü değil, geleceği düşünen, çeyrek asır sonrasının projelerini, planlarını yapan bir yönetime sahip olduğu mesajını verdik. Tabii bu mesajı milletimizle birlikte Türkiye'yi darbe ve vesayet aracılığıyla dilediği gibi yöneten, yönlendiren, sömüren odaklar da aldı. Ülkemizin son 7 yılının kesintisiz bir saldırı dalgasıyla ve buna karşı verdiğimiz mücadeleyle geçmesinin sebebi işte budur. Bizi hedeflerimizden uzaklaştırmak, yeniden darbe ve vesayet kısır döngüsüne hapsetmek için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Gezi olaylarından 17-25 emniyet-yargı darbe girişimine, bölücü örgütün çukur eylemlerinden güney sınırlarımızı kuşatma gayretlerine, 15 Temmuz'dan Akdeniz'deki gelişmelere kadar hepsi de bu sürecin birer parçasıdır. Allah'ın yardımı ve milletimizin desteğiyle akamete uğrattığımız her saldırıyı, farklı alanlarda yenileri izledi. Tıpkı darbe öncesi hazırlık süreçleri ve darbe dönemlerindeki sindirme uygulamaları gibi milletimizin kanını dökme dahil çok farklı boyutları olan bu senaryoların hepsini de boşa çıkartmakta kararlıyız."

"BUNLAR BİZE İNSANLIK DERSİ VEREBİLİR Mİ?"

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, güneyde koalisyon güçleriyle mücadele yürütüldüğüne işaret ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bakıyorsunuz ki bir terör devleti oluşturulmaya çalışılıyor. Nerede? Suriye'de. Öbür tarafta bakıyorsunuz Libya'da karşımızda darbeci Hafter ve onun güçlerinin ne yazık ki Wagner diye paralı Abu Dabi yönetiminin desteklediği silahlı güçleri var. Bütün bunlarla beraber onların yanında bakıyorsunuz Fransa sürekli gündemde. İsim olarak anmak istemiyorum ama mecburum anmaya çünkü o, şahsımla çok uğraşıyor. Nedir o? Diyor ki 'Türk milletiyle değil ama bizim Erdoğan'la sıkıntımız var.' Sayın Macron, senin şahsımla daha çok sıkıntın olacak. Defalarca bunu zaten sana söyledim ama dinlemiyorsun. 'Bak, senin tarih bilgin de yok.' dedim. Sen Fransa'nın tarihini de bilmiyorsun. Önce Türk milletiyle uğraşma, Türkiye'yle uğraşma. Afrika'nın tarihi adeta Fransa'nın tarihidir. Cezayir'de 1 milyon insanı öldüren sizsiniz. Ruanda'da 800 bin insanı öldüren sizsiniz. Siz bize insanlık dersi veremezsiniz, önce bunu öğren. Bunu, ben bizzat kendisine söyledim. 'Bak, senin tarih bilgin yok. Önce bunları öğrenmen lazım.' dedim.

Biz ise bu Afrika'da bir insanın burnunu kanatmadık. Biz oralarda sadece acaba insanca nasıl destek, nasıl yardım veririz, bunları yaptık. Darbe ve vesayet güçlerinin örneği bunlar. Yıllarca besleyip büyüttükleri, günü gelince de sahaya sürdükleri kadrolar tasfiye oldukça Türkiye, yerli ve milli politikalarını çok daha büyük kararlılıkla hayata geçiriyor. Bunlar Libya'ya da çok çektirdiler. Libya'da bunlar 100 binlerce insanı öldürdüler. Bunu yaptılar. Bunlar bize insanlık dersi verebilir mi? Şimdi gelmiş Libya'ya niye girmek istiyor? Petrol için girmek istiyor. Afrika'nın diğer ülkelerine bunlar niye girmek istiyor? Elmas için girmek istiyor, altın için girmek istiyor, bakır için girmek istiyor, krom için girmek istiyor. Seyahatlerimde hep Afrikalı liderler bunu bana anlatmışlardı, bizzat kendileri. 'Türkiye ise ecdadımız'. Biz, buralara gittiğimiz zaman sadece destek elimizi uzatırız."

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, 12 Eylül darbesinin haberi Washington'a ulaştığında birilerinin 'Bizim çocuklar başardı' demesinin, 12 Eylül'ün gerisindeki karanlık yüzü ifade ettiğini belirterek, "Hiç şüphe yok ki 15 Temmuz gecesi birileri yine aynı mekanlarda 'Bizim çocuklar yine başardı.' demek için bekliyordu." dedi.

Erdoğan, Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda düzenlenen "Vesayetten Demokrasiye Milli İrade Sempozyumu"ndaki konuşmasında, vesayetin etkin olabilmesinin ancak milli iradenin alanının daraltmasıyla mümkün olduğunu söyledi.

15 Temmuz gecesi televizyonlardan yaptığı konuşmada da söylediği gibi "Biz bu dünyada milletin gücünün üzerinde bir güç görmedik, tanımadık, tanımıyoruz." diyen Erdoğan, "Son 200 yılda yaşadığı onca ağır kayıpların altında adeta beli bükülen Türk Milleti 15 Temmuz'da, zor şartlarda kurtarıp yeni devletini kurduğu vatan toprakları üzerinde istiklaline ve istikbaline bir kez daha sahip çıkmıştır." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, her kesimden vatandaşı, kamu görevlisi, siyasetçisiyle 15 Temmuz gecesinde onurlu duruş sergileyen insanların bu ülkenin tarihindeki ve milletin kalbindeki mümtaz yerini aldığını dile getirerek, bu tür bilimsel toplantıların ülkenin ve milletin uzun serencamının incelenmesine, araştırılmasına, analizine ve geleceğe ışık tutacak mesajlara dönüştürülmesine vesile olması temennisinde bulundu.

Bugün 12 Eylül olduğunu, bu tarihin herkes için takvim yapraklarındaki 365 sayfadan biri olmasının çok ötesinde bir anlam taşıdığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

"Türkiye bundan tam 40 yıl önce bir 12 Eylül sabahı gözlerini silahların gölgesi altında açmıştır. Köşe başlarında mevzilenmiş tanklar, sokakları kapatmış askerler, bunlar bizim evlatlarımızdı. Tanıdık bir felaketin habercisi gibiydiler. Türkiye bir askeri darbeye daha maruz kalmıştı. Bizim çocukluğumuza denk gelen ama bizden önceki neslin hayatının tam merkezine yerleşen 1960 darbesi ve ardından gelen felaketler bugün hala yürekleri dağlıyor. Bizim gençliğimizin henüz başında gerçekleşen 1971 muhtırası daha çok siyasi sonuçlarıyla hafızamızda yer etti. Gençliğimizin tam ortasına denk gelen 12 Eylül darbesi ise öncesi ve sonrasıyla öylesine kanlı, öylesine derin yaralara yol açmıştır ki nesiller boyunca unutulması mümkün değildir."

"DARBEYE ZEMİN HAZIRLAMAK İÇİN BİLİNÇLİ SENARYOLAR YAPILDI"

Erdoğan, darbe yıllarının ülkenin, gözaltına alınıp en ağır işkencelerden geçirilen insanların, her biri zulüm makinesi olarak çalıştırılan cezaevlerinin, dar ağaçlarına gönderilen gençlerin acısıyla kavrulduğu bir dönemi ifade ettiğini kaydetti.

Bugün artık herkesin 12 Eylül darbesinden önce ülkenin siyasi kamplara bölünmesi her gün onlarca insanın öldürülmesi gibi hadiselerin hiçbirinin kendi dinamiği içinde ortaya çıkmadığını bildiğini vurgulayan Erdoğan, bu gelişmelerin hepsinin darbeye zemin hazırlamak ve toplumsal meşruiyet oluşturmak için yazılan bilinçli bir senaryonun ürünü olduğunu dile getirdi.

Başkan Erdoğan, aynı şekilde 'ülke 70 sente muhtaç' diye hafızalara kazınan ekonomik çöküntünün de darbeye giden yola özellikle döşenen taşlardan biri olduğunu belirterek, "Darbe haberi Washington'a ulaştığında birilerinin 'Bizim çocuklar başardı' demesi, 12 Eylül'ün gerisindeki karanlık yüzü ifade ediyordu. Hiç şüphe yok ki 15 Temmuz gecesi birileri yine aynı mekanlarda 'Bizim çocuklar yine başardı.' demek için bekliyordu." dedi.

İnsan hayatında çok uzun zaman olan 40 yılın ülke ve toplum hayatında kısa olduğunu vurgulayan Erdoğan, 12 Eylül darbesine güzellemeler dizenlerin her fırsatta öne sürdükleri anayasa referandumu sonucunun da bu perspektiften doğru şekilde okunması gerektiğini anlattı.

Erdoğan, can güvenliği kalmayan, evini geçindirmekte zorlanan, geleceğinden umudunu kesen bir toplumun elbette darbeye direnemeyeceğini belirterek, böyle de olduğunu dile getirdi.

12 Eylül rejiminin anayasasının çok yüksek bir oy oranıyla kabul edilmesinin de darbenin meşruiyetinden ziyade milletin içine sürüklendiği umutsuzluk ikliminden bir an önce kurtulmak isteğinin tezahürü olarak görülmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, 1983 seçimlerinin darbecilerin işaret ettiği siyasi parti yerine rahmetli Turgut Özal'ın kurduğu partinin zaferiyle sonuçlanmasının da bu çerçevede değerlendirilmesinin doğru olacağına işaret etti.

"12 EYLÜL EN AĞIR VE EN ACI DARBE"

Başkan Erdoğan, bu dönem konusunda kimi çevrelerin özellikle kendilerine göre bir farklı yorum oluşturmaya çalıştığını dile getirerek, şöyle konuştu:

"Bu tür bir resim ne olursa olsun tarih hükmünü, ülkemizin yaşadığı en ağır ve acı darbe olarak vermiştir. Türkiye'yi 12 Eylül darbesine hazırlayan karanlık odak, hiç şüphesiz darbe sonrasının planlamasını da yapmıştır. Darbecilerin bir sağdan, bir soldan diyerek idam sehpasına çıkardığı gençlerin temsil ettiği dinamik toplumsal fikri yapı yerine ülkemizin hala çözmeye ulaştığı sorunların tohumları atıldı. Askeri rejimin sol grupları sert bir şekilde tasfiye etmesinin amacının yıllarca ülkemizin başına bela olan PKK'nın gelişip büyümesinin önündeki engelleri kaldırmak olduğu anlaşılıyor. Yine askeri rejimin bu ülkenin milli ve yerli tüm unsurlarının birikimlerini yok etme gayretinin de FETÖ'nün önünü açmak için olduğunu bugün daha iyi görebiliyoruz."

Erdoğan, sahneye konulan senaryoyu somutlaştırmak bakımından vereceği örneğin çok daha açıklayıcı olacağını ifade ederek, Anadolu'nun küçük bir ilindeki Milli Türk Talebe şubesinin 12 Eylül darbecileri tarafından kapatıldığını, şehrin merkezindeki bir pasajın içinde yer alan şube binasının önce camlarının kırıldığını, mobilyalarının da odun niyetine sobada yakılıp tahrip edildiğini aktardı.

Bununla kalınmayıp şube binasındaki yılların birikimi olan fikir kitapları ve dergilerin de sobada yakılarak ortadan kaldırıldığını belirten Erdoğan, "Yerli ve milli zihin yapısına sahip nesillerin yetişmesine katkı sağlamış nice eserler bilinçli bir şekilde ateşe atılıp imha ediliyor. Bu kitaplar ve dergileri yanmaktan kurtarmak isteyenler ise derhal gözaltına alınıp hapse atılıyor. Bu sıradan bir kitap düşmanlığı veya vandallık eylemi değildir. Amaç milletimizin değerlerini oluşturan ve nesilden nesle aktarılan hafızanın, birikimin bilincin, maddi alt yapısını tümüyle yok etmektir. Nitekim ülkemizin fikir hayatı 12 Eylül darbesinden sonra hiçbir zaman eskisi kadar canlı olamadı." diye konuştu.

Erdoğan, bunun yerine gençlerin zihinlerinin neredeyse tamamının tercümeye dayalı ideolojik akımların istilasına maruz bırakıldığını vurgulayarak, PKK eliyle oluşturulan güvenlik kaygısının da uzun bir süre siyasi ve sosyal çatlakları genişletmenin zemini, topyekün sistemi bloke etmenin gerekçesi olarak kullanıldığını anlattı.

Milletin adeta hayat damarları olan dini hassasiyetlerinin, toplumsal dayanışma hasletlerinin, kültürel birikiminin, eğitim faaliyetlerinin, FETÖ ve benzeri sapkın yapılar öne çıkartılarak lekelenmeye çalışıldığına işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Ekonomi ardı ardına yaşatılan krizlerle sürekli zayıf tutularak IMF'ye muhtaç ve mahkum hala getirildi. Bunu bizzat şahsım yaşadı. Göreve geldiğimizde IMF'ye olan borç 23,5 milyar dolardı ve hamdolsun 2013'te IMF'ye olan bu borcu sıfırladık. IMF borcumuz falan kalmadı. Ama ana muhalefet 'Bak ekonomik sıkıntılarımız var, durmayın, IMF'ye müracaat edin, oradan yine borç alın, bu ülke ayakta kalsın.' Artık bizim IMF diye bir kapımız yok, biz bize yeteriz, bu ülke kendine yeter."

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, "Yunanistan'ın yaptıklarına bakın. Neye güvenerek yapıyor bunları? İşte bazı kendisine destekler vereceğini vaat edenlere güveniyor, onlarla beraber adaların etrafında korvetlerle dolaşıp duruyorlar, zodyaklarla dolaşıp duruyorlar. Yanlış iş yapıyorsunuz, bu yollara girmeyin. Hepten yalnız kalırsınız." dedi.

Erdoğan, Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda düzenlenen Vesayetten Demokrasiye Milli İrade Sempozyumu'nun açılışında, koronavirüs sürecinde 150'ye yakın Afrika ve dünya ülkesine destek verdiklerini hatırlattı.

Bu desteği insani ve vicdani görev olduğu için verdiklerini dile getiren Erdoğan, "Biz onlardan daha zengin değildik ama verdik ve bundan sonra da vereceğiz. Bizim ecdadımızdan aldığımız terbiye bu. Bundan sonra da yapacağımız bu. Ey Macron, sen ne yaptın? Şu anda dirsek teması içinde oldukların ne yaptı? Sen onu söyle." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin Meclisiyle, Cumhurbaşkanlığıyla, yargısıyla, bakanlıklarıyla, kurumlarıyla, özellikle ordusu ve diplomasisi ile kendi oyun planlarını uyguladıkça, hedeflerine çok daha hızlı bir şekilde ilerlemeye başladığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"İşte şu anda burada adalarda, vesaire, Yunanistan'ın yaptıklarına bakın. Neye güvenerek yapıyor bunları? İşte bazı kendisine destekler vereceğini vaat edenlere güveniyor onlarla beraber adaların etrafında korvetlerle dolaşıp duruyorlar, zodyaklarla dolaşıp duruyorlar. Yanlış iş yapıyorsunuz, bu yollara girmeyin. Hepten yalnız kalırsınız.

Yeri geldiği zaman 'komşu, komşu, komşu...' diyorsun, o zaman komşuluğun hakkını ver, yanlış yollara girme. Hamdolsun biz kendi kararımızı kendimiz veriyoruz. Bunları da dirayetle hayata geçiriyoruz. Gerektiğinde her türlü mücadeleye girebilen bir Türkiye var artık. Her ne kadar hala ülkemizde azımsanamayacak sayıda darbe ve vesayet özlemcisi varsa da milletimizin bunlara fırsat vermeyeceğine inanıyoruz. Bir daha bu ülkede, demokrasi ve milli irade ile darbe ve vesayet kesinlikle yan yana gelmeyecektir. Ülkemizin ve milletimizin kazanımlarına sıkı sıkıya sahip çıkacağız. Geleceğe ilişkin tüm planlarımızı, programlarımızı, hesaplarımızı, milli iradenin üstünlüğüne olan teslimiyetimizle yapıyoruz."

Başkan Erdoğan, Türkiye'nin hak, hukuk, özgürlük, demokrasi, kalkınma mücadelesinde emeği geçen, katkısı olan, canı pahasına bu yoldan dönmeyen tüm siyasetçilere, fikir adamlarına, toplum önderlerine, milletin her bir ferdine şükranlarını sundu

Cumhuriyetin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal'den, şehit Başbakan Menderes'e, merhum Özal'dan, Erbakan ve Türkeş'e kadar milletin istiklali ve istikbali için çalışmış büyükleri rahmetle yad eden Erdoğan, "Rabbimden, bizleri de hayırla yad edilenler arasına katmasını diliyorum. İçinde bulunduğumuz Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nın tüm bu hakikatlerin inşallah mücadelelerin ve değerlerin sembolü olarak asırlar boyunca misyonunu yerine getireceğine inanıyorum. Ülkemizin Yassı Ada duruşmalarında tutuklulara 'Sizi buraya tıkan idare böyle istiyor' diyen bir yargı anlayışından, 15 Temmuz'da darbecilere karşı derhal harekete geçen bir yargı anlayışına ulaşmış olması gerçekten çok büyük bir ilerlemedir. Bu vesileyle 15 Temmuz sonrası darbe yargılamalarını titizlikle yürüten yargı mensuplarımızın tamamını tebrik ediyorum. Bu davalarda fedakarca görev üstlenen avukatlarımıza da teşekkürlerimi sunuyorum." diye konuştu.

Başkan Erdoğan, baro tartışmaları ve teröre verilen destekler sebebiyle son günlerde sıkça tartışma konusu olan avukatların kahir ekseriyetinin ülkesine, milletine, hakka, hukuka, samimiyetle bağlı olduğunu bildiğini, bu anlayıştaki avukatların barolarda ve diğer sivil toplum faaliyetlerinde çok daha aktif hale gelmeleriyle yargının tüm unsurlarının millet nezdindeki itibarı ve güvenilirliğinin daha da artacağını söyledi.

Sempozyumun açılışına TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Danıştay Başkanı Zeki Yiğit, Sayıştay Başkanı Seyit Ahmet Baş, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, TBMM Başkanvekili Celal Adan, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Fatma Betül Sayan Kaya ve Hayati Yazıcı, eski Başbakanlardan Tansu Çiller, Kuzey Makedonya Anayasa Mahkemesi Başkanı Salih Murat, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya'nın yanı sıra çok sayıda milletvekili ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı.

Sempozyumun açılış töreni, aile fotoğrafının çekilmesiyle sona erdi.

Şırnaklı kadınlar omuz omuza verdi PKK'ya 'Artık Yeter' dedi
Şırnaklı kadınlardan terör örgütü PKK'ya karşı "Artık Yeter" yürüyüşü
Giriş Tarihi: 10.09.2020  15:41 Güncelleme Tarihi: 10.09.2020  17:56
Şırnaklı kadınlardan  ve ’ya tepki
Şırnaklı kadınlar, düzenledikleri yürüyüşle  ve ’yi protesto ederek,  annelerine destek verdi. Eylem, her hafta tekrarlanacak

Şırnaklı kadınlardan HDP ve PKK’ya tepki


Şırnaklı kadınlar terör örgütü PKK tarafından yapılan katliamları protesto ederek yürüyüş düzenledi. Aralarında şehit anneleri, eşleri ile çocukları ve çocukları dağa kaçırılan annelerin de yer aldığı çok sayıda kadın, Yeni Mahalle Karayolları Kavşağı'ndan HDP il binası önüne kadar yürüdü. Ellerinde Türk bayrakları, "Teröre geçit yok", "Şırnaklı kadınlar hesap soruyor" dövizleri ve "Şırnaklı Kadınlardan kan ve gözyaşına Edi Bese" pankartı taşıyan kadınlar, sık sık "Kahrolsun PKK, Kahrolsun HDP", "Şehitler ölmez vatan bölünmez", "Ya Allah, Bismillah Allahu ekber" sloganları attı. Yürüyüşün ardından HDP İl binası önünde kadınlar adına açıklama yapan S. A., "Şimdiye kadar 'Kürt anneleri' diye siyasi emellerine alet ettikleri ve kullandıkları aynı anneler; evlatlarını isteyince unvanlarını kaybetti. Ey hainler, kandırdıklarınızı vereceksiniz. Bu millet kardeş, kimse kimseyi kandırmasın. Halkların kardeşliği yok, tek millet, tek bayrak var" dedi.
Çocukları terör örgütü PKK tarafından dağa götürülen annelerden teröre tepki - Şırnak
"ZULME BAŞKALDIRIDIR"
Açıklamada, "Bu eylem PKK ve siyasi uzantılarının zulmüne başkaldırıdır. Yıllardır sessiz bir çığlık vardı, o çığlık artık patlama noktasına geldi. Kadınlar artık seslerini duyurmak istiyor. Kadınlarımızı Kandil'den, PKK'dan, HDP'den kopararak özgürleştirmek lazım. Kalbimiz sonuna kadar Diyarbakırlı annelerle birliktedir. Kadınlar, PKK ve HDP'den gördüğü her türlü zarara artık 'edi bese' diyor. Bundan sonra her hafta yüreği yanan Şırnaklı kadınlar olarak buraya gelip sizlere hesap soracağız. Kandırarak aldığınız tek bir genç kalmayıncaya kadar mücadelemizi sürdüreceğiz" ifadelerine yer verildi.
Şırnaklı kadınlar, HDP binasına yürüyerek kan ve gözyaşına 'Edi bese' dedi
'KAÇ GEL OĞLUM'
ŞIRNAK'IN İdil İlçesinden dağa kaçırılan oğlu Mahmut için protestoya katılan Hamdiye Arslan, "Oğlum 14 yaşındaydı, kaçırıldı. 5 yıldır PKK'nın elinde. Oğlumu istiyorum" diye konuştu. Diyarbakır'da nöbet tutan Anne Saadet Ödümlü ise oğluna seslenerek, "Oğlum gel, devlete teslim ol. 16 kişi geldi. Darısı inşallah hepimizin başına" diyerek seslendi. Nöbet tutan baba Şevket Bingöl de, "Sakın korkma, kaç gel oğlum. Burada seni bekliyorum" diyerek oğluna seslendi.


Şırnak'ta şehit ve gazi eşleri ile çocukları dağa götürülen anneler, terör örgütü PKK'ya karşı 'Edi Bese' (Artık Yeter) yürüyüşü yaptı. Ellerindeki 'Şırnaklı kadınlar hesap soruyor', 'Şırnaklı kadınlar destan yazıyor', 'Teröre geçit yok', 'Unutmadık, unutturmayacağız' yazılı dövizlerle yürüyen kadınlardan bazıları da terör örgütü PKK tarafından dağa götürülen çocuklarının fotoğraflarını taşıdı.

Ellerinde Türk bayraklarıyla Yeni Mahalle Geylani Camisi önünde toplanan Şırnaklı kadınlar, Cizre Caddesi'nden "Şehitler ölmez vatan bölünmez", "Kahrolsun PKK" sloganları atarak HDP İl Başkanlığı binası önüne kadar yürüdü.

Ellerindeki "Şırnaklı kadınlar hesap soruyor", "Şırnaklı kadınlar destan yazıyor", "Teröre geçit yok", "Unutmadık, unutturmayacağız" yazılı dövizlerle yürüyen kadınlardan bazıları da terör örgütü PKK tarafından dağa götürülen çocuklarının fotoğraflarını taşıdı.

Bazı kadınların yöresel kıyafetleriyle katıldığı yürüyüşe genç kızlar da destek verdi.

Bölücü terör örgütü tarafından zorla dağa kaçırılan ve daha sonra güvenlik güçlerine teslim olan S.A, grup adına yaptığı açıklamada, bölgenin anneleri, kadınları ve genç kızları olarak, terör örgütü PKK'nın 40 yılı aşkın süredir bölgede kan, gözyaşı, baskı ve zulüm politikasına "dur" demek, örgütün siyasi uzantısı HDP'nin üst yetkilileri tarafından kadına yapılan istismar olaylarına tepki göstermek ve safları sıklaştırmak için toplandıklarını söyledi.

Terör örgütü PKK ve siyasi uzantısı HDP'nin en çok zararı Kürt kadınlarına ve bölge halkına verdiğini belirten S.A, şunları kaydetti:

"Terör örgütü, daha hayatlarının baharında kandırdığı gençleri dağa götürerek anaların yüreğini dağlamış, hiçbir duyguyla kıyaslanamayacak evlat hasretiyle anaları baş başa bırakmıştır. Her nedense şimdiye kadar 'Kürt anneleri' diye siyasi emellerine alet ettikleri ve kullandıkları aynı anneler, evlatlarını isteyince 'Kürt Anneleri' unvanlarını kaybettiler. Peki soruyoruz neden? Ey hainler, kandırdıklarınızı vereceksiniz. Bizim gençlerimizi zehirlemeye çalışıyorsunuz ama millet uyandı, yok öyle yağma. Bu millet kardeş, kimse kimseyi kandırmasın. Halkların kardeşliği yok, tek millet, tek bayrak var."

Çukur teröründe evleri yıkılan, mağdur olan ve hayatlarını kaybedenlerin de bölge halkı olduğuna dikkati çeken S.A, terör örgütü PKK'nın siyasi uzantısı HDP'den evlerinin temeline bombalar döşenirken, bir şehir yok edilirken, on binlerce insan evladından, evinden, ilinden edilirken bir tepki duymadığına dikkati çekti.

- "BU TOPRAKLARDA KAN AKITMADIĞINIZ GÜN NEREDEYSE YOK"

Terör örgütünün siyasi uzantısı HDP'nin kadınları ön saflara sürerek sözde onlara değer verdiğini zannettiğini aktaran S.A, şöyle konuştu:

"Peki son zamanlarda çıkan kendi milletvekilleri ve yöneticilerinin kadına yönelik taciz olaylarına karşı HDP niye 3 maymunu oynadı, neden bir açıklama yapmadı? Peki size bir soru daha soruyoruz; 17 yaşındaki kız çocuklarının elinden kalemi alıp silah veriyorsunuz, o kadın cinayeti değil midir? Kadına verdiğiniz değer ortadadır. Geçmişten bugüne kadar binlerce Kürt, sivil, savunmasız vatandaşımızı katlettiniz, şehit ettiniz. Bu topraklarda kan akıtmadığınız gün neredeyse yok.

Bundan 25 yıl önce 8-9-10 Eylül tarihlerinde, 1995 yılında Uludere ilçesi Bulakbaşı köyünde 9 vatandaşımızı katlettiniz. Amaçları sadece çalışarak helal ekmeklerini kazanmak olan 4 işçiyi Cudi'de katlettiniz. Yeniaslanbaşer ve Geçitboyu köylerinde çobanlarımızı katlettiniz. Onlar Kürt kökenli sivil değil miydi? Dağlarımızda ve şehirlerimizde yaptığınız katliamların izleri hala mevcuttur. ATM sırasında şehit edilen astsubayımız, uykudayken şehit edilen polislerimiz, güvenlik korucularımız ve öğretmen Şenay Aybüke Yalçın, öğretmen Nurettin Yılmaz, Eren Bülbül'den ne istediniz? Üstelik bunları yaparken de sözde Kürtleri savunma adına yaptınız."

- "BU EYLEM, PKK VE SİYASİ UZANTILARININ ZULMÜNE BAŞKALDIRIDIR"

Terör örgütü PKK ve siyasi uzantısı HDP'ye, "Sizler birilerinin ellerini yakmamak için kullandığı maşadan ibaretsiniz." diye seslenen S.A, açıklamasına şöyle devam etti:

"Bu eylem, PKK ve siyasi uzantılarının zulmüne başkaldırıdır. Yıllardır sessiz bir çığlık vardı, o çığlık artık patlama noktasına geldi. Kadınlar artık seslerini duyurmak istiyor. Biz de onların yanındayız, o acıyı hissediyoruz ve mücadelelerine ortak olduğumuzu buradan haykırıyoruz. Kadınlarımızı Kandil'den kopararak özgürleştirmek lazım. Kadınlarımızı PKK'dan kopararak özgürleştirmek lazım. Kadınlarımızı HDP'den kopararak özgürleştirmek lazım."

- DİYARBAKIR ANNELERİNE DESTEK

Kandırılarak dağa kaçırılan gençlere de seslenen S.A, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Artık annelerinizin yüreğindeki ateşi söndürmek için geri gelin, devletimize teslim olun ve annelerinizin dinmeyen gözyaşlarına çare olun, hayat suyu olun. Kimsenin maşası olmayın, Türk-Kürt kardeşliği üzerine hesap yapan, araya nifak sokmaya çalışan başta PKK terör örgütü olmak üzere tüm terör örgütlerini ve siyasi uzantılarını lanetliyoruz. Teröre karşı yürütülen mücadelede sivil inisiyatifin önemi ortadadır. Bu bağlamda Diyarbakır annelerinin cesaretini kutluyoruz. Kalbimiz ve insanlığımız sonuna kadar Diyarbakır anneleriyle birliktedir. Her ortamda barış, kardeşlik, demokrasi, insan haklarından dem vuranlar, duyun ve bu sese kulak verin. Bu anaların sesi, tüm milletin sesidir. Bu teröre isyan, teröre lanetin sesidir. Susmak insanlığa ihanettir.

Gözünü kırpmadan vatan uğruna canını feda eden şehitlerimizin bizlere verdiği cesaret ile diyoruz ki ne eli kanlı terör örgütü PKK ne de dünya üzerinde hiçbir örgüt ve oluşum bizim birlikteliğimizi bozamayacak. Görmüş olduğunuz bu kadın topluluğu terör örgütü PKK ve siyasi uzantısı olan HDP'den yıllardır gördüğü her türlü zarara 'Edi Bese' diyor. Son olarak diyoruz ki bundan sonra her hafta yüreği yanan Şırnaklı kadınlar olarak buraya gelip sizlere hesap soracağız. Kandırarak aldığınız tek bir genç kalmayıncaya kadar haklı mücadelemize devam edeceğiz."

Kadınların yürüyüşü, zılgıtlar eşliğinde sona erdi.

ÇOCUKLARI TERÖR ÖRGÜTÜ PKK TARAFINDAN DAĞA GÖTÜRÜLEN ŞIRNAKLI ANNELERDEN TERÖRE TEPKİ

Şehir merkezinde düzenlenen yürüyüşün ardından gazetecilere açıklamada bulunan Hamdiye Aslan, oğlu Doğan Aslan'ın 14 yaşında dağa götürüldüğünü vurgulayarak, terör örgütünün adeta yüreğini bedeninden kopardığını ifade etti.

"Yüreğime ve evime ateş düşürdüler." diyen Aslan, şunları kaydetti:

"Daha oğlum toydu, bir şey bilmiyordu, ne hakları vardı evladımı bizden kopardılar. Ben daha yavruma doymadan benden kopardılar, bu 5 yıldır sesini bile duymadım. Oğlumu bana versinler, 14 yaşında biri silahtan ne anlar? Bugün kadınlar olarak bu kanın durması, artık anaların ağlamaması için sesimizi duyurmak adına yürüyüşe destek verdik. Artık polis, asker, sivil ölmesin, bu kan dursun istiyoruz. Hepimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız. Bunu haykırmak için buradayız."

Oğlunu tarlalarda çapa yaparak zor şartlarda büyüttüğünü dile getiren Aslan, üzüntüden guatr hastası olduğunu söyledi.

Çocuklarının dağa götürülmesinde HDP'nin sorumluluğu olduğunu dile getiren Aslan, "HDP, PKK'nın sivil elemanıdır. Bunlar bizim aramızda, parti olarak onlara hizmet ediyor, benim çocuklarım gibi çocukları dağa götürüp onlara teslim ediyor." ifadelerini kullandı.

Annelerden Emine Üstek de oğlu Metin Üstek'in 6 yıl önce dağa götürüldüğünü, bugün yaptıkları yürüyüşle artık anaların gözyaşlarını dindirmek istediklerini kaydetti.

"Artık benim gibi analar ağlamasın, çocuklar dağa kaçırılmasın, kimse ölmesin istiyoruz." diyen Üstek, terör örgütü PKK'nın elini çocukların üzerinden çekmesi gerektiğini dile getirdi.

Annelerden Sekine Kartal ise oğlu Veysi Kartal'ın 5 yıl önce İdil'de yaşanan çukur eylemleri sırasında mahalleden alınarak dağa götürüldüğünü, o günden bu yana evlerinde huzur kalmadığını söyledi.

Diyarbakır'da HDP binası önünde oturma eylemi yapan annelere destek verdiğini aktaran Kartal, "Sağlık sorunlarım nedeniyle onlardan ayrılmak zorunda kaldım. Onları buradan selamlıyorum ve yanlarında olduğumu söylüyorum. Çocuklarımızın bizlere verilmesini istiyoruz." diye konuştu.


Son Dakika | Şırnaklı kadınlardan terör örgütü PKK'ya karşı "Artık Yeter" yürüyüşü (2)

Şırnak'ta şehit ve gazi eşleri ile çocukları dağa götürülen anneler, terör örgütü PKK'ya karşı "Edi Bese" (Artık Yeter) yürüyüşü yaptı.
Şırnak'ta terör örgütü PKK'ya karşı "Edi Bese" (Artık Yeter) yürüyüşüne katılan çocukları dağa götürülen kadınlar, terörün bitmesini ve evlatlarına kavuşmak istediklerini belirtti.

Şırnak'ta terör örgütü PKK'ya karşı "Edi Bese" (Artık Yeter) yürüyüşüne katılan çocukları dağa götürülen kadınlar, terörün bitmesini ve evlatlarına kavuşmak istediklerini belirtti.

Bu haber 697238 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
ALLAH (C.C.)
ALLAH (C.C.)
İstanbul'da gezi Moskova'da katliam | Rusya'daki terör eyleminin şifreleri çözülüyor! Türkiye'ye neden geldikleri ortaya çıktı! Avrupa alarmda
İstanbul'da gezi Moskova'da katliam | Rusya'daki terör eyleminin...